" Sürekli, durmaksızın, dinlenmeden, ara vermeden, üşenmeden üstüne geliyor herkes. Suyu katılmadığı için kireç tutmayan duvar gibi artık yüzün. Etrafında ki herkesin senden beklentileri ve de şikayetleri var. Bukkake yapılmış japon gibisin, ağzın yüzün hayat içinde.
iş yerinde; üstlerinin beklentileri, astlarının şikayeti, astlarının beklentileri, üstlerinin şikayeti oluyor. Hamburgerin köftesi gibi arada kaldın, hayat üzerine mayonez sıkıyor. Herkesi mutlu etmeye çalıştığında, herkesi mutsuz ediyorsun. Zor.
Kadınlarlada da aynı; eğlenilecek erkek misin, evlenilecek erkek misin bir türlü karar veremeyenler onlar. hepsi bir meziyetinden tutmuş, çekiyor bir tarafa, hiç biri komple paketi sevmiyor. Biri, bir özelliğine aşık, diğerinden nefret ediyor, diğeri o nefret edilen özelliğini seviyor, ama sevilenden nefret ediyor. Bir diğeri, bir diğerini doğuruyor, halay bu şekilde kuruluyor. Ellerinde olsa sanayiye götürüp modifiye ettirecekler seni, ama beyaz şahin değilsin. eleştiriyorlar, üstüne geliyorlar, beynini yiyorlar, sabah, akşam durmadan.
Ailen normalize etmek istiyor, dostların anormalize. Akrabalar, arkadaşlar zaten hep sitemkar. Ellerinde olsa herkes toplanıp linç edecek sanki seni, şimdilik üstüne gelmekle yetiniyorlar, bekliyorlar yere diz çökmeni."
Diye düşündüm bu sabah aynaya bakarken. ilk defa yüzümü yıkamak anlamlı geldi, hemen sonrasında, hayatın bukkake partisinin.
Edit : hard core bir entry oldu ama hayat bizle ne zaman ön sevişti ki.