lokasyona göre değişiklik gösterebilen bir sorunsaldır.. mesela iskandinav ülkelerinde 60 lı yaşlardan sonra Türkiyede ise ana rahminden çıkar çıkmaz başlar..
Parasız kaldığın ve sağlığın olmadığı her yaştır.
Havalimanında 75 yaşında sırt çantasıyla seyahat eden adam tanıdım. (Türk değil) Uçak anonsu yapılınca gözlerinin içi parlıyordu.
Bizim alman hanım komşunun oğlu leuchemie'den (türkçe: lösemi) 7 yaşında vefat etti, geçen yaz cenazesine gittik. Ben onla 4 5 yaşlarındayken onların bahçelerinde top oynardım.
Benim farkına vardığım 19'du. O zamandan beri "bu sefer kesin düzeldi." Dediğim an daha dibe batıran şeyler oldu. Ben de artık plan yapmayı, asi olmayı, çabalamayı bıraktım. Bakış açımı değiştirdim ve artık her şeyi olduğu gibi kabul edip sırtıma yük etmemeyi öğrendim.
Benim için 24'tür. Hayatın anlamını sorguladığım, işsizlik yüzünden yetersiz hissettiğim, depresyon nedeniyle su içer gibi sigara içtiğim o lanet yaş... Neyseki şu an biraz daha iyiyim. Ölmedik ama yaşamıyoruz da..
Huzurevini epeyce ziyaret etmiş biri olarak 80 sonrası diyebilirim.
Orada bir çok ihtiyar ile sohbet ettim. 60'lı 70'li yaşların bile güzel taraflarını anlattılar.
Ama 80'den sonra boka sarmaya başlıyor diyorlar.
Hele ki yaş 90 olunca Azrail gelsin diye dua edenler varmış.