Bir kadının bacaklarının arasına eğilip vajinasını yalarken saçlarınızda dolaştırdığı ellerinin sertçe kafanızı kendisine doğru bastırdığı şefkatten şehvete geçen o kısacık an var ya.
işte tam o an.
Özellikle genç yaşta hayatını kaybetmiş birini duymak. Hiçbir dakikamizin garantisinin olmadigini ve hayatın ertelemeye gelmediğini bir kere daha anlıyorum.
en sevdiğin arkadaşlarını onun yüzünden kaybettiğin,seni deli gibi sevenleri onun yüzünden reddettiğin,arkadaşlarına hiç ayırmadığın kadar vakit ayırdığın,hiç küçülmediğin kadar küçüldüğün,hiç üzülmediğin kadar üzüldüğün insanın seni 4yıl boyunca gözünün içine baka baka aldattığını öğrendiğin andır.sana bir bardak hediye alırken hem de resmi olarak seninleyken ona marka hediyeler alması,süprizler hazırlaması hem de bunları seninleyken yapması...sana şarkılar dinletirken onu hatırlaması.daha neler neler.hayatın anlamı işte bu zaman anlaşıldı benim için.
dişi ve erkek muhabbet kuşlarının çiftleşmesinden sonra kuluçkaya yatan dişi muhabbet kuşu için kursağında yem hazırlayan erkek muhabbet kuşunun; siz kafesin yanına yaklaşınca size saldıracak gibi baktığı an.
siz kafesi alıp yumurtalara bakmak istediğinizde erkek muhabbet kuşunun ciyaklaması, size gider yapması, dişi muhabbet kuşunun ise bir kaç gün sonra yumurtadan çıkacak olan yavrularını sahiplenmesi gibi detaylar aslında size birçok şey anlatmaktadır.
daha önce anlayamamış olmanızdan dolayı kendinizi salak gibi hissettiğiniz andır. tabii 'gerçek' dediğimiz şey göreceli bir kavram olduğu için herkesin gerçeği farklıdır. sen hayatın anlamını çözmüşsen bana ne! zaten çok sürmez bu anlam coşkusu, zamanla eskir ve yeniden bir anlam arama ihtiyacının yolcusu olarak bulursunuz kendinizi, sürekli yolda olmaktır önemli olan zaten, bulduğunu sanıp da aramayı bırakan bu işi pek çözememiş demektir. bozuk hamur.
daha yedi yaşında bünyesinde zatürenin en ağırını geçirmiş, aylarca ameliyat masalarında uyuyup uyanması sadece kadere bağlı olan evladının, bir kilo muz alıp gelinceye kadar ciğerlerindeki hortumun çıkarılmış, yatakta doğrulmuş bir şekilde koca gözleriyle sana gülümsediği andır.