genelde aniden anladığını sanıp aslında anlayıp anlamadığını bile anlamayamadıgını anlamakla biten anlardır.
biraz dal sarkar kartal kalkar gibi oldu ama neyse.
(bkz: hayat ne garip vapurlar falan)
doguda batıda kuzeyde güneyde baktıgın gördüğün her yerde bir yudum sevgiyle gecen saatlerde ,hissedebilirsen eğer içinde ,tutabilirsen eğer ellerinde,hapsedebilirsen yüreğindededir o kısacık hayatın anlamı dediğimiz an.... eğerr bulabildiysek bi çift gözdür belkide o kısacık an.
ardından anladığımı sanmışım denilen andır zira yoktur anlam manlam.
anlam ararsan sonsuza dek arayabilirsin. anlam yarat bre dedektör.
(bkz: dedektör)
ömrünün son saatlerini geçiren hasta bir insanı ziyaret ettikten sonra dışarıya çıkıp pırıl pırıl bir güneş altında çam ağaçlarına bakarak derin bir nefes almak... *
daha yedi yaşında bünyesinde zatürenin en ağırını geçirmiş, aylarca ameliyat masalarında uyuyup uyanması sadece kadere bağlı olan evladının, bir kilo muz alıp gelinceye kadar ciğerlerindeki hortumun çıkarılmış, yatakta doğrulmuş bir şekilde koca gözleriyle sana gülümsediği andır.
daha önce anlayamamış olmanızdan dolayı kendinizi salak gibi hissettiğiniz andır. tabii 'gerçek' dediğimiz şey göreceli bir kavram olduğu için herkesin gerçeği farklıdır. sen hayatın anlamını çözmüşsen bana ne! zaten çok sürmez bu anlam coşkusu, zamanla eskir ve yeniden bir anlam arama ihtiyacının yolcusu olarak bulursunuz kendinizi, sürekli yolda olmaktır önemli olan zaten, bulduğunu sanıp da aramayı bırakan bu işi pek çözememiş demektir. bozuk hamur.
dişi ve erkek muhabbet kuşlarının çiftleşmesinden sonra kuluçkaya yatan dişi muhabbet kuşu için kursağında yem hazırlayan erkek muhabbet kuşunun; siz kafesin yanına yaklaşınca size saldıracak gibi baktığı an.
siz kafesi alıp yumurtalara bakmak istediğinizde erkek muhabbet kuşunun ciyaklaması, size gider yapması, dişi muhabbet kuşunun ise bir kaç gün sonra yumurtadan çıkacak olan yavrularını sahiplenmesi gibi detaylar aslında size birçok şey anlatmaktadır.