- sen ne düşünüyorsun aşkım hayatın anlamı hakkında?
+ hayatın anlamını s..iyim.
- ne diyosun sen ya kendine gel.
+ hay atın anlamını diyorum anlasana. at at. çaktın mı köfteyi?
- ??
+ bu arada sana neşeyle oyanın arzuyla kayanın da selamı vardı. ehe ehe. allahım ya ne güldüm bugün.
- allah belanı versin diyorum başka bi şey demiyorum.
güzelliklerin çabucak geçip gitmesi, kısa sürmesi. mutluluğun bir masal gibi ''bir varmış bir yokmuş'' havası içinde yaşanması. ümidin hep gecikmesidir hayatın anlamı...
kimi zaman dudak büktüğümüz bir çok şeyin hayatımızın bazı zamanlarında büyük anlam kazanması durumu.
örneğin ses tırmalayan ve kafa siken bir arkadaşınızın siz askerdeyken gecenin bir vaktinde, siz nöbette kafanızda ki filleri sikiştirirken cep telefonunun ucundan size hal hatır sormasıdır. çoğu zaman keşfine anlamlar yükyelemediğiniz o icadın ne kadar değerli bir şey olduğunu anladığınızdır. o mendebur, sevmediğiniz arkadaşınız size o anda newyork borsası'nda tavan yapmış kağıtlar kadar değerli gelecektir.
çünkü o sivildir, çünkü o uğruna yüzlerce rakamın üstüne çizikler attığınız hayatın gerçek karakteridir, çünkü o size göre fantastiktir.
yani hayatın anlamı çoğu zaman kaybettiğimiz değerlerin bize ara sıra göz kırpmasıdır.
nihat behram'ın aşağıdaki şiirde sorguladığı şeydir.
nedir anlamı hayatımızın
Kumusun denizlerin ,erir gidersin,
Kimi zaman ömrünü döve döve dalgalar,
Bağrında uğultulu derinleştirir,
Gün olur;
Sislenir gecelerin,
Doldurur yüreğini gizlice;
Şarkılar,
Gözyaşları,
Sevinçler,
Haykırışlar,
Harelenir gidersin;
Kimi zaman ömrünü döve döve dalgalar,
En mazlum uykularına
Öylesine yakın ki ölüm;
Dokunsan her şeyi bırakabilirsin birden;
Ve zaten rüyaların;
Yığınla sorunun zehriyle dolu.
Ah. Nedir anlamı hayatımızın;
Çoğu zaman sadece
Kanışın aldanışın çoğaldığı yerdesin,
Kudurur içtenlikle el verdiğin her bakış;
Sızım sızım gidersin;
Her şey,her şey uçuklaşır ansızın;
Sevinçli sözcükler bile uçuklaşır.
Ah nedir anlamı hayatımızın?
Bu gökyüzü, bu orman ;
Alnının bu mahzun çınlayışı;
Seni alır, seni alır;
Sazına sancısına, seni alır ağlatır,
Seni alır söyletir,
Dalgınlaşır gidersin;
Öyle küçük,
Öyle dürüm dürüm nazenin tomurcuklar dökülür
Ruhunda kımıldaşır,
Meyillenir gidersin;
Çoğu zaman sadece bir ağrının ,
Gece gündüz uluduğu yerdesin,
Gönlünce oyalanmak duygusunun bile yoksulu,
Ah nedir anlamı hayatımızın?
Ufukların ötesi belki aladıır,
Ama dağların boynunda halkalanan bulutlar
Hiç değişmedi,
Su değişmedi.
Ulaşılmaz olan heyecandaki naz,
Aynanın dondurulmuş yüzeyi,
Hiç değişmedi.
Nankörlük, pervasızlık bulandıkça bulandı,
Bulanan gökteki safra hiç değişmedi.
Oysa sen, ah neyazık,
Gecikmiş bir ömrün sahibisin.
Sabahları sürekli eksilerek gecikir..
Bütün hülyaların, arzuların
Kırılarak gecikir.
Aşkın bile geciktiği yerdesin.
Dökülür yüzüne ince yüzü kederin,
Durgunlaşır gidersin.
Ah nedir anlamı hayatımızın?
Kimi zaman denizlerin dalgaları saydın
Kendini.
Çınladı dağa taşa vura vura bağrının
Nakışları.
Kimi zaman ,
Kayalardan seni kum kum koparan
Aynı denizin dalgalarıydı;
Yanıldın ah, yanıldın,
Yazık ki gecikmiş bir şiir bile
Ancak
Kendinin sessizliğidir.
Ah nedir anlamı hayatımızın?
Yanıldın ah,yanıldın.
Kendi yüreğini tanımlarken bile yanıldın;
Alnında uyur- uyanık binlerce kuş palazın,
Koynunda kaçışan yaralı sincaplarınla;
Ve artık sadece zehrolanayazında ömrünün;
Nedir anlamı, eğil acılarına;
Nedir anlamı hayatımızın?
Şarkıları, bağırışları safi gösteriş olan
Ve hoyrat sesleri dirsekleriyle
En doğurkan hülyaları dağlayan
Ve "bilgi"nin en hünerli taciri
Duyarsız,
Acemice ,babacan
insanların tekmeleri altında
Yılların uçuklaşmış bakışları var;
Bir de küçük küçük böcekler
Sefih, azgın,sıtmalı;
Ne şefkat, ne şehvet, her şeyin
Biraz uzağında
Ömründen sana kalan
Sadece dudağındaki yara
Ve çarpıntılarındır.
Acının çözülüverdiği dünya nerede peki,
Her şeyin kolayca açıklandığı dünya
Nerede?
Yüreğindeki sisin rengini kim söyleyebilir,
Hangi rüzgar dalgınlaşır sabahta.
Menekşeler büyüsünü
Neden birden bire yitirir,
Nedir anlamı hayatımızın?
Her gün ettiğim aynı yemin
Yeniden
Her gün aynı sözü verdin kendine;
Bu son öne alışın
Ömrünü,
Bu son öne alışın.
Bütün aşklara biraz mahzun,
Bütün yağmurlara biraz yorgun durarak,
Biraz yabancısı olarak bütün tanışmaların,
içinde susturup kuşkunun bağırışını
Ve bütün öpüşlerden biraz acıyıp acılanıp
Birbaşına
Ömrünü bu son öne alışın.
Ah yine de her şey gecikti sana.
Yüzün bile geç kalan bakışın kanamasıdır.
Teninde hızla geçen bir ömrün dişizleri var.
Geciktikçe ekşiyen hasret , nasıl da yakıcıdır.
Ah,ölüm ne kadar yakın.
Gelip gelip bağrını tırmalayanihanete alıştın;
Yine de,binbir çiçek her bahar yeniden açar,
Dokununca rüzgarına yağmurun;
Toprak kanatlanır.
Ne yazık ki habersizdir çocuklar;
ilkin denize sevdalanır
ve başlayıpgözlerinden usulcacık
Yüzlerinde acılar yuvalanır.
Ah,nedir anlamı hayatımızın?
Belki bir kaval çınlaması
Dura dura önümüzde titreşen,
Belki bir kaval çınlaması
Nazlı tedirgin sevinçlerin
Yaklaşıp uzaklaşanayak sesleri,
Belki sadece kiriyiz kuru toprağın.
Rüzgarın uçarı sevgilisi,
Ağacın sabrı,
Belkii de çarçabuk yaşanılan aşklarda
Unutulmuş solgunluk,
Ah,nedir anlamı hayatımızın ?
Bütün günlerinden sana kalan sadece
Üç şeyin bilgisidir;
Sonsuz koyuluğu acının,
Ürkütülmüş sevincin geri gelmez gidişi,
Ve tam tanımladığın anda kanayışı ömrünün;
Yine de kapanıp kendi gizi üstüne
Kapanıp gözyaşlarının ,
Güleryüzle dolaşan
Kırların bayırlarınvurgunu bakışlarındır,
Şarkıların,
Çağlaların
Tayların;
Varsın ömrünce kapışmış olsun
Avucundaki elması binlerce karga,
Boynunu yas bürümüş, ellerin üşümüş olsun,
Varsın en en ince şarkılarda yüreğin
Birbaşına çırpınarak dolaşsın.
Yeter ki her sabah
Kendini çağıltıyla durula;
Kumusun denizlerin,
Günlerin dökülür gencecik duygulardan,
Erir erir gidersin,
Ah,nedir anlamı hayatımızın?
--spoiler--
içinden yatacaklardan birisi ben diğeri de annem olsun isterdiğim mezar. hiçbir din izin vermiyor ama buna. fakat, hiçbir din annemi ne kadar sevdiğimi de bilmiyor. yıllar önce çok sevdiğim, o kızı bilemedikleri gibi.
hiç kimse hiçbir şey bilmiyor.
bir ben biliyorum, sırtımı annemin göğsüne yaslayıp da sonsuz huzuru bulabildiğimi. ölüme bir çare bulamayan insanlık, bu dinsel ağıta da bir çare bulamayacak, biliyorum. onun için üzülüyorum.
tamam, yalnız ve çırılçıplak geldik bu dünyaya. ibretlik bir şekilde. yalnız ve çırılçıplak gideceğiz. yine de ben. yine de. yalnız geldiğim bu dünyadan, çok sevdiğim bir insan ile, çift kişilik bir mezarda gitmek istiyorum.
her gün binlerce şey istenilen tanrı'dan, bir kereliğine çok şey mi istiyorum?
--spoiler--
cennetten kovulan' ın yüreğine sağlık.. ve on yıldır görmediği annesinin ruhuna..
birini sevdiğin sürece varsın birine güvendiğin sürece.. içine kapanıp kendini soyutlayarak yaşayamazsın. doğarken bile annene ihtiyacın vardı yaşarken mi yalnız yaşayacaksın?