https://galeri.uludagsozluk.com/r/1482838/+
Tam olarak ne bilmiyorum ama anlamak için çatal bıçak seslerinin havada uçuştuğu salatayı kendi tabağınıza alacağınız (yani ortadan yemiceksiniz.) hızlı hızlı kesik kesik konuşmalar yapacağınız fonda hafif bir müzik olacağı delidehşet arkadaşlarınızın olacağı bir masada sorguluyabilirsiniz.
Peki bakalım en büyük eksik ne? Evet arkadaş. Hiç arkadaşım yok.
varoluşçu pencereden baktığımız zaman, olmayandır, arayışı ile ancak mutsuzluğa varabileceğimiz sorundur.
bu konuda varoluşçular anlam aramanın mantıksızlığından dem vururken aslında dünyada bulunmamızın reel, geçerli bir anlamı olmadığını ve burada olmanın sadece ve sadece absürt olduğunu söylerler.
tüm felsefeler biraz biraz insanın "arayış" konusunu temellendirmiştir, hatta bu belki de hiç farkında bile olmadan modern edebiyata, dizilere, filmlere bile yansımıştır.
godot bir anlam arayışıdır örneğin. godot'yu beklerken insanın bu varoluş sancısını güzel bir şekilde ele alan ender eserlerdendir, popüler kültürde ismail abinin beklediği gemidir godot, Lacan'ın anlattıklarının temelidir, Zizek'in bahsettikleridir, Hristo Boyçev'in titanik orkestra'sı isimli oyununda gelmeyen trendir.
Yaşamak. Ama nasıl yaşamak? Farkına vararak yaşamak. Farkına varmak, uyanmaktır. Hani o haaaeeeeeğğğğğ dediğimiz dank etme anları var ya, işte onlardan bol olsun.
Hayat detaylarla ortaya çıkar. Semaver çayı olabilir belki hayatın anlamı yada ne bileyim kız kulesine karşı oturduğun kişidir hayatının anlamı veya gece birden bire akla gelen sevgilinin yüzüdür, anlam aramak istersen göremezsin anlamın içine çekmelisin çünkü.