insan bunu küçükken fark edemiyor ama belli bir yaşa gelince hayatın gerçekten anlamsız olduğunu fark ediyor. Yıllarca eğitim gör, bir iş sahibi ol, ev araba al, evlen ve ölmek için sıra numarası alıp beklemeye başla. işte hayat bundan ibaret. Bir de tüm bu sıkıntılı kovalamaca yetmezmiş gibi ülkede ekonomik sıkıntılar yaşanması. Tüm bunların sonucu olarak bir yığın mutsuz insanlar oluyor. Şimdi diyeceksiniz bunları yaparken de mutlu olabilirsin ama olmuyor işte. Bu hayat böyle devam ettiği sürece mutlu insanlar göremeyeceğiz sadece yapması gerektiğini düşündüğü için yaptığı şeyleri tekrar eden insanlar olarak kalacağız.
hayatı bekleyerek yaşıyoruz. tam anlamıyla böyle. ulan şu okul bi bitsin her şey düzelecek. ulan şu işe bi girsem mükemmel olacak, şu arabayı aldım mı tamamdır. olmuyor işte. okul bitince her şey düzelmiyor. o işe girdiğinde her şey mükemmel olmuyor. her şey aynı. sadece ölmeyi beklerken biraz daha uğraşıyorsunuz. hiç bir anlamı yok. ne yaparsan yap. hep bir sonrakini bekliyorsun düzelecek diye. hayır düzelmiyor.
içinde nasıl çıkabileceğimi bilemiyorum, bulamıyorum. 5 yıldır aynı vaziyetteyim. bir yandna üniversitede okurken diğer yandan türkiye'nin en önemli araştırma kurumlarından birinde oldukça iyi bir mevkide çalışıyor olduğum sırada da durum aynıydı, bunalıp istifa ettim. bir süre çalışmayayım belki düzelirim diye hayal ettim. olmadı. 3 yıl boş boş gezdim, yattım uyudum, okula gittim kantinde takıldım, arkadaşlarımla gezdim tozdum. olmadı. düşündükçe, psikolojik olarak dahada dibe battım. olmadı. iş teklifi geldi, şehir değiştirdim, işe başladım. yine olmadı. 2 kez intihar deneyimim oldu. hayatımda kafamın en rahat olduğu zamanları, intihar denemelerinin ertesi günü hissettim. mal mısın lan niye intihar ediyorsun hayat güzel diye düşündüm, sadece 3 gün sürdü. sonra yine aynı kafa.
insan geleceğini düşünür, ona göre hayaller kurar. ben geleceği düşününce çıldıracak gibi oluyorum. biriyle evlen, kariyerinde yüksel, çoluk çocuğa karış, emekli ol, öl. bana bunlar o kadar korkunç geliyor ki düşünmeyi bırakmak için kendi kendimle havadan sudan muhabbet ediyorum. sonra delirdiğime karar veriyorum. hayatın anlamsızlığı, geleceğin, yaşamanın anlamsızlığı yüzüme sertçe devamlı vuruyor.
hayatı anlamsızlaştırmaktır. yoksa hayat yeterince anlamlıdır. ne çok üzüntüler yaşarsınız ve hayatın ne kadar anlamlı olduğunu anlarsınız. belki de üzüntüler anlamlı yapıyordur hayatı, anlamsızlaştıran yine vasıfsız insanlar...
hayattan alacagın onun sana verecegi bir sey kalmamıssa, hesap kesilmis mutabakata varılmıssa, "ha bir eksik ha bir fazla ne farkeder ki hayat devam eder dunya doner eskisi" gibi diyorsan, beklenenler gelmediyse umudun bittiyse, hayatın anlamsiz olmasi baslıgı kafana yumruk gibi indiyse tunelin sonunu gormussen iste bu an o andır.
şu anda bu duyguya sonuna kadar kapıldığım andır. hedeflerime sımsıkıya tutunmuşken bir anda içime düşen umutsuzluk başaramama hissi ya olmazsa ? diye konuşan iç sesim beni anlamsızlığa itti. bütün hayatı hatta hayatının anlamı bir sınava bağlı olan insanlara gelsin sitemim. hayatın anlamı şu sınavı geçmemde...