içinizde bi boşluk oluşur ansızın. artık aynaya baktığınızda gördüğünüz siz değil de hayalinizdir. sizden yansıyan, gülen yüzünüz solmuş, eskiden önem verdiğiniz herşey bir bir yok olmuştur.. siz bile seyirci kalırsınız kendi hayatınıza.. gün geçtikçe daralan bir pencereden kendi yalnızlığınızı seyredersiniz. işte o an sizi sizden koparır ve biçok şeyi alır gider geri getirmezcesine...
illa sevgiliden ayrılınca ortaya çıkması gerekmez bu durumun. hayattaki tek dostunuzdan kazık yediğinizde, kediniz öldüğünde, dedeniz hastaneye kaldırıldığında, bilgisayarınız çöktüğünde ya da ruh halinize bağlı olarak sokakta yürüdüğünüz herhangi bir anda dahi hayat anlamsız gelebilir. o andan itibaren herşeyi sorgulamaya başlarsınız hayatla ilgili. cevaplayamadığınız * çok fazla sorunuz olduğunu farkedersiniz...
gerçek manada hayatın anlamsız geldiği an, kişinin iman dolduğu andır.şöyle ki; kişi hayatın iç yüzünü görüp, tek gerçeğin iman olduğunu görebilip, uygulayabiliyorsa, hayattaki bir çok şeyin(para pul)anlamsız olduğunu görücektir.
bir de yaşanılan hayatta herkezin hem fikir olduğu aşkın yüzüne çarptığı ters etki sonucu hayat anlamsız hale gelir.ona da katılınılır.