hayat kimisi için 1-0 önde başlar. kimisi içinse 1-0 geriden başlar. ve en önemli kısımlardan biriside hayat adaletsizdir. siz her ne yaparsanız yapın. aynı şekilde hayatınızı sürdürmeye devam ediceksiniz. sürekli zengin olan insanlara aşağıdan bakıcaksınız. işte en kötü tarafı budur. olmak isteyipte olmadığınız şeyler için kafanızı yorucaksınız. her ne kadar çalışsanızda aldığınız maaş zaten bellidir. ve onunla yapabiliceğiniz her şey sınırlıdır. elbette ki. bu herkes için geçerli bir durum değildir. ancak çoğu insan bu durumdadır. hayal kurarsınız olmaz. bir şeylere adım atarsınız olmaz. çünkü şanş sizden yana değildir. hayatta bir çok şey karmaşıktır. yeri geldiğinde hayatınızı değiştiricek fırsatları kaçırırsınız. ve sonrasında düşünüp. '' keşke kabul etseydim. '' tarzında sözler söylersiniz. hayatın bir gerçeği vardır. hatta tek bir gerçeği oda bir kağıt parçası olan ancak bir dünya kadar değerli olan '' para '' dır. ve para ne yazık ki. her şeyi satın alabiliyor. insanları, gururunuzu, haysiyetinizi, karakterinizi ve buna benzer her şeyinizi değiştirebiliyor. her şeyin paraya baktığı bir dünyada yaşıyoruz. para her şeyi satın alabilir. fakat manevi olarak alamıcağı bir çok şey vardır. çok paranız olabilir. ancak mutlu olmadıktan sonra çok paranız olmuş neye yarar? parayla mutluluğu satın alamazsınız. sevgiyi satın alamazsınız. para sadece karşınızda ki. kişinin size bakış açısını değiştirir. yani her şey karşılıklıdır. sokaklarda peçete satan çocuklar, uyuşturucu ortamına düşmüş gençler, ailesi tarafından terk edilmiş. veya buna benzer bir çok acımasız durumlar görebiliyoruz. bu durum için tek bir açıklama yapılabilir aslında. din kavramı '' islam '' her zaman için saygı duyduğum bir dindir. fakat bir çok insanın bunu düşündüğünü tahmin edebilirim. '' bir tanrı insanları yaratıyor. ve onların kendisine iman etmesini istiyor. fakat yaratmadan önce seni yaratıcam demiyor. ve sen dünya'ya geliyorsun. kimileri sakat olarak doğuyor. kimileri ise kör, kimileri kimsesiz. bu insanların şuçu ne? hayat bir sınav deniliyor. fakat yaşamak istemediğiniz bir dünya'da acımasızca yaşamanın anlamı nedir? çoğu insan intihar etmeye çalışıyor. bir çok sebepten dolayı kimisi ediyor. kimisi cesaret bile edemiyor. siz doğmadan önce size böyle bir hayat yaşıyacağınız söylenmiyor. görmediğiniz, duymadığınız bir tanrı insanların kendisine ibadet etmesini istiyor. ve sonunda cennet ve cehennemin var olduğu yazılıyor. bu ne kadar doğru? tartışılır. amacım islamı kötülemek değildir.
O simdi mahkumu izledim bu gece yine.
Yavuz bingol sirf suzani icin tunel kazdi.
Para bile istemedi.
Ille de suzan.
Suzana gittiginde bi de ne gorsun,
Sakat kalan kocasina bakiyor suzan
Koca da yavuza bakiyor melul melul.
Kistirdi kuyrugunu dondu mapusa.
Mapustakilerin de bir bekleyeni yoktu.
Bekledigi sanilan sevgililerini baskalari dudukuyordu.
En sonunda kapattilar tuneli.
Dunyaya acilan son kapiyi.
Butun umutlar tukenmisti cunku.
Suzani da el almisti zaten.
en acımasız gerçek. bununla sınanacağız hepimiz. en acımasız tarafı ise en sevdiğiniz, hayatımda olmazsa olmaz dedikleriniz, sevdiceğiniz, eşiniz, anneniz, babanız belki kardeşiniz belki ağabeyiniz ya da ablanız sizden önce ölecek. onların ölümlerine tanık olacak buz gibi soğuk bir morg'dan alınmış bedenini buzdan da soğuk olan o üzerinde dolaştığınız toprağın altına gömeceksiniz.
o tabutu omuzladığınız zaman fark edeceksiniz "bu dünyada daha ağır hiç bir şeyin olmadığını" omuzunuz çökecek. o ağırlığın altında. adımlarınız yavaşlayacak. nefesiniz sıklaşacak. ve sonra birisi sizin yerinize omuz verecek o tabuta. bir süre arkasından yürüyecek o tabuta bakacaksınız. sonra o tabut açılacak. kefene sarılı çok kısa süre önce sarıldığınız, sesini duyduğunuz o bedenin mezara konuluşunu izleyeceksiniz. sonra elinize lanet bir kürek verecekler. elleriniz titrerken toprak atacaksınız o mezara. sonra mezar kapanacak. herkes evine gidecek. kapkaranlık gecenin sonunda tavana bakarken bulacaksınız kendinizi. alabildiğine eksik, alabildiğine yarım ve yüreğiniz alabildiğine kanar halde.