Örneğin otobüste elinde valizle vs iken yardımcı olan yada hayatta daha büyük şeyler de yardımcı olup birinin iyilik yapması. Bilmiyorum ben çok duygulanıyorum böyle zamanlarda.
insanın düşünebilen bir varlık olması ve bu yeteneği ile geçmişten bugüne milyonlarca kitap yazarak düşüncelerini aktarması.
Demek istediğim şu; hayatınızda karşılaştığınız herhangi bir sorunun cevabını hiç beklemediğiniz bir kitapta bulma şansınız oldukça yüksek.
Sadece bir kitap ile, hatta tek bir cümle ile, hayatınız tam anlamıyla istediğiniz ölçüde değişebilir. Yeter ki aramaya inanın.
Kasiyer ya da servis şoförüne “kolay gelsin, iyi Çalışmalar” dediğimde bir tebessüm almam gibi ince detaylardır.
Yol hakkı benim olsa bile bir arababın bana yol vermesine mutlu oluyorum, kafamı öne eğip kaldırarak teşekkürümü iletiyorum hemen ardından.
Yemek yerken, alışveriş yaparken ya da öyle dolanırken biri ile göz göze geldiğimde hafif bir tebessümle karşı karşıya kalmak beni mutlu ediyor.
Babaannemi aradığım zaman oluşan mutluluğunun sesinden okunması beni mutlu ediyor.
Küçük çocuklara suratımı buruşturup baktığımda benim taklidimi yapmaları beni mutlu ediyor.
Beni mutlu eden bu onca şey aslında hayatı yaşanılabilir kılan ufak detaylar bana kalır ise.
Sevdiğinle birlikte olmak ya. Mesela ben aynı evi paylaşamadığım, sürekli olarak uzak olduğum için kafayı yiyen biri olarak aynı evde olsak bu kadar yaşanamaz olmazdı hayatım diye düşünüyorum.
Çok klasik belki de ama, iyi insanlar olmasa yaşanmazdı bu dünyada. Ne zaman kötü insanları düşünsem, iyi insanlar galip gelir zihnimde. Bir kedi suya muhtaç olduğunda, bir engelli arkadaşımız otobüse binmeye çalıştığında, elindeki poşetleri taşıyamayan bir teyzeye, iyi insan yardıma koşar.. Belki hak eddiğiniz değeri göremiyorsunuz ama, eksik olmayın be. Dünyayı çok güzel kılıyorsunuz.
Korkularınızdan, size sıkıntı yaratacağını bildiğiniz tüm her şeyden.
Lakin inatçı bir yapınız varsa o korkuyu o sorunu kaçarak, yok sayarak değil, cesarete yaraşacak bir biçimde veya artık size cesareti kazandırması için ona saldırarak onu aşmak istersiniz. Fakat çoğu zaman bu imkansızdır. Kalıp savaştığınızda saldırdığınız şey kendiniz olursunuz. kendi gücünüzle yaralanır kendi sırtınızı yere çalarsınız.
Kaçmayı, pes demeyi, kabul edebilmeyi beceremeyenler kendi güçleriyle kendilerini tüketirler.
Tavsiye şu, inat etmeyelim. Gücümüzü, aklımızı aşan şeyler karşısında çözümün her zaman problemin üstüne gitmek olamayacağını, geri cekilebilme becerisinin bazı durumlarda çok gerekli olduğunu bilelim. Kendi kendimizi yıpratmayalım.