hayat, önceden bilinebilir bir kavram olmadığı için tadında bırakma noktası neresidir bilinemeyeceğinden haliyle intihar saçma olacaktır. zira en olmadık zamanda insan hayatında tatmadığı duyguları yaşayabilir ve her şeye farklı bakabilir. ama tabi nasıl ki yaşamak bir seçenekse, ölmek de bir seçenektir. eskiden büyük devlet adamlarının, özellikle hitler almanyasındaki devlet adamlarının ve ss subaylarının yanlarında sürekli taşıdıkları zehirin de amacı budur, yeri geldiğinde o seçeneği kullanmaktır. yani bir bakıma tadında bırakmaktır. ama en nihayetinde dediğim gibi ne olacağı belirsiz bir süreçte ölümü düşünmek, pes etmekle eşdeğerdir.
her $eyi tadında bırakırken bi' $eyi atlıyoruz galiba; hayat. Ya$lanıp vücudun buru$tuğunu, hastalıklarla boğu$tuğunu yahut ba$kalarına muhtaç olunduğu vakti... ya$ıtlarının tükenmesi veya dostlarını, aileni tek tek gömmek mevzusu. dü$ününce bununda bir seçim olması gerektiğine varıyoruz. nihayetinde her canlı ölecektir. tadında bırakma mevzusuna her $ey derken ölümü de dahil ediyor muyuz?