genelde yapılan şey. her şey sürekli ertelenir. spora başlamak diyete başlamak tatile çıkmak ders çalışmak gezmek.... sonunda geldiğiniz nokta şu olur:
her şeyi yapacak kadar istekli hiç bir şeyi yapamayacak kadar yorgunum.
sabah alarmla cebelleşmek gibi.. yahu onayla tuşuna basmak varken neden hep kapatma tuşuna basarak erteliyoruz ki !? vay bacısını döveydim ya, yok böyle bi saçmalık.
siz siz olun sevincinizi, mutluluğunuzu, heyecanınızı, kaybedişlerinizi, kazançlarınızı hatta ve hatta üzüntülerinizi bile ertelemeden zevkiyle yaşayın. hayat çok kısa, iyi değerlendirin.
20 yıl sonra pişmanlığını yaşayacağını bildiğin halde bazı şeyleri bugünden kabullenmek
yahut kabullenmesen de hayatı bir kenarından yakalayabilme adına bir şeyleri değiştirebilmek zordur;
O yüzdendir ki insan,
hayat olağan seyrinde sürdüğü halde kendine biçilen zamanı yani yaşamayı sürekli olarak erteler.
Sonuç olarak Ertelediğiniz yaşam gün gelir biter,
Size ayrılan sürenin sonuna gelinir,
Lakin Hayat başkaları için kaldığı yerden devam eder.
Ertelemenin sebebi mükemmel olmayacağını kabullendiğin, bir sonraki ihtimaldeki mükemmellik olasılığına dair kendini kandırmaktan ibaretse ve bunu senelerdir aralıksız olarak yapıyorsan, ardında biriktirdiğin dağın ilk sarsıntısında altında kalacağını bilirsin. En acısı zannımca bu ola.
''ars longa vita brevis''
''sanat uzun, hayat kısa''
yapabileceğimiz o kadar çok şey var ki; izleyeceğimiz filmler, dinleyeceğimiz müzikler, edeceğimiz danslar, söyleyeceğimiz şarkılar, okuyacağımız kitaplar, gezip göreceğimiz yerler, yeni keşfedeceğimiz yemekler, dokunacağımız hayatlar ve yapabileceğimiz diğer nice aktiviteler, bla bla bla.
dipnot: sanat çok köklü lakin, hayat kısa, kuşlar uçuyor, la la.
diyeceğim o ki; ertelemeyelim
Alarm mı lan bu ertelensin, ertelemeyin aynen kaldırın gotunuzu yapacağınız işleri yapın halledin. Ben götü kaldırıp kahvaltı hazırlamakla başlıyorum hadi bakalım.
toefl kursundan bir abiyle tanışmıştım. kendisi bankacılık sektöründe çalışıyordu. her sene yaz başında istifa ediyordu 3 ay dünyanın farklı yerlerine gidip eylülde dönüp tekrar işe giriyordu. evi de boğaz manzaralıydı. adamın hayat felsefesine hayran oldum, abi iş bulamazsan ne olacak peki dediğimde daha ucuz bir eve çıkıp bir kaç ay dişimi sıkar sonra tekrar dünyayı gezmeye devam ederim diyordu.