--spoiler--
içimde bulunduğum hayata maruz kalsanız ve bunu düşünerek yaşasanız yüzde 90 ınınız intihar ederdi.
--spoiler--
herkesin derdi kendine büyük. depremde eşini, çocuğunu kaybeden biri varmış ve intihar da etmiş maalesef. intihar etmemek lazım. benim de annem öldü, dayım öldü ama ona rağmen intihar etmiyorum. bir de babam beni ben 1 yaşındayken terketmiş. hayatı olduğu gibi kabullenmek gerekiyor. acılarla yaşamıyorum artık o yüzden ve hayattan zevk alıyorum. umarım uzun yaşarım. uzun yaşamak isterim.
Şuan zifiri karanlığa karşı sorguluyorum.
Ama, karanlık da bir manzara bence.
Böyle kendi kendine renklendirebildiğin bir manzara.
Hoş, bende pek renk yok son zamanlarda, olsun. Alışkınız aw.
Sorgulara dönecek olursak sonu bir yere varmıyor.
Bazı şeyler ne yaparsan yap olmuyor, olacak olanı istemesen de sonunda o oluyor.
Hayat mı?
Çok gereksiz. Umarım tekrarı yoktur.
isten cıktım iyi hos güzel de benim param bitti zort olduk bi sonraki aya kadar çalışmaktan yiyemiyomusuz parayı simdi catır catır yiyince nanayyy olduk. önümüzdeki ay da maas yatacak ama o zamana kadar bekleyemem elveda ayakları üzerinde durmaya calısan tatlı cefakar kız hosss geldinnn bababankk.
Bir prof.tan şunu duymuştum; sorgulayın ama çok da derinlere inip anlayacağım diye çabalamayın çünkü tanrı ne zaman hayatı çözersiniz o zaman sizi yanına alır!.. Sorgulama evresinden tadını çıkarma evresine geçtim sanırım. Anladığım kadarıyla, olduğum kadarıyla yetinip keyif almaya bakıyorum. Yaş aldıkça böyle oluyor sanırım * Olumsuzlukları yönetip düzeltebileceksem hallediyorum, beceremiyorsam da pek sallamıyorum.
Sezai karakoç iseniz sürgün ülkeden başkentler başkentine isimli şiiiri yazdırır.
"Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim"
hayatı sorgulamak, suçluyu merkeze götürüp dedektifler gibi sorguya çekmek değildir. öncelikle bunu bi netleştirelim. islami persfektiften bakıldığında eskiler buna tefekkür etmek derlerdi. yani düşünmek. bizim takip etmemiz gereken yol bu. yoksa entel dantellerin içsesi olan vicdanını bastırmak adına sergiledikleri varoluşsal sancılar çekmek isimli felsefik saçmalıklarında kaybolmak değil. kendimizi aldatmayalım. ben neyim kimim, nerden geldim nereye gidiyorum, bu hayatta neler yapıyorum, hangi işlerle meşgulüm, bu işler faydalı mı zararlı mı, bu dünyaya geliş amacım ne, kime ne kadar faydam var, iyi miyim yoksa kötü müyüm, kendime aileme etrafıma içinde bulunduğum topluma ne kadar hizmet edebiliyorum, insanlık adına neler yapabilirim yada yapabildim, beni afedersin ahırda bir domuz (halbuki domuz da allahı zikreder ve cenabı hakkın kendisine yüklemiş olduğu vazifeyi layıkıyla yerine getirir) olarak değilde bir insan olarak yarattıysa eğer bunun karşılığında benden ne bekliyor, benim sahibim kim, ben ona karşı tüm görev ve sorumluluklarımın bilincinde miyim, bunu hakkıyla yapabiliyor muyum, hangi yanlarım eksik, nerde hata yaptım, kime nasıl zulmettim, bunu nasıl telafi edebilirim, eğer Allah benden kulluk istiyorsa bunu en iyi şekilde nasıl yapabilirim, her halükarda ondan razı mıyım ve asıl o benden razı mı, gittiğim yol niyetlerim amellerim Salih mi, eğer amellerim kötü ise bu günahları ne zaman terketcem, o Allah'a daha ne kadar saygı sevgi bağlılık gösterebilirim, o nun tüm mahlukatına ne kadar daha iyilik edebilirim, gibi gibi.. ölüme hazır mıyım, ya öldükten sonra ki hayata, bu soruları sormak insana lazım ve gerekli. sorguya çekilecek biri varsa o da insanın kendi kendisidir. bunu yapacak esas. takkeyi önüne koyacak. Nobel edebiyat ödülü almaya gelmedik bu dünyaya. eğer kendisini sigaya (hesap sormak) çekmez ise insan, ahiret günü vah haline eyvah haline..
Zannedersem hepimizin yaptığı şeydir. Niye yaşıyoruz duygusundan tutta, neden varız gibi. insan en çokta anne ve babasına karşı mahçup olmaktan korkuyor galiba. Sonumuz ne olacak belli değil.
insanların içinde görülen iyilik yoksunluğunu , yozlaşmışlığı ,cimriliği , dünyadaki açlığı , susuzluğu , savaşları ve bunlar hakkında hiç bir şey yapamadığında ben niye varım sorusuna akla getiren şeydir .
Zaman zaman, kişinin, yönünü, gidişatını, kazançlarını ve kayıplarını sorgulamak, nedenlerini, niçinlerini düşünerek, hayatı ve kendiyle hesaplaşması sağlıklıdır.
Duyarsız ya da akışa bırakılmış yaşam sürmek, kişinin verimsizleşmesine, mutsuzlaşmasına neden olur.
Lakin kantarın topuzu önemlidir. Bazen de, hayata, evrene ve onun değişmez katı kurallarına teslim olmak gerek.
Hayat, kendiyle ısrarla cebelleşen zihniyeti sevmez ve kallavi cezalandırır.
Özellikle her sarsıcı başarısızlık sonucu yapılan eylemdir. Genellikle, heh bu sefer boku yedinle başlayıp geçmişteki köşe başları film şeridi halinde gözlerinin önünden geçer. Sanırım hemen herkes bir şekilde yaşar bu durumu.