hayatı sorgulamak

    1.
  1. -hayat nedir?
    -nereye gidiyor?
    -hayatta aslolan nedir?
    -hayatın merkezi, çekirdeği nedir?
    -ben bu hayatın neresindeyim?
    -değişen hayat mı yoksa bizler miyiz?
    -hayat maddesel bir kavram mıdır?
    -hayatı ıskalamak nedir?
    -hayat öldükten sonra mı sona erer?
    -hayattaki varoluş amacı nedir?
    -sonsuzluğun bir sonu var mı?
    -hayatlar başka başka mı?
    -herkesin üzerinde birleşebileceği bir hayat kavramı var mı?
    -hayatın anlamı ne?
    -hayatı anlamlandırmaya gerek var mı?
    -hayata tutunmak nedir?
    -hayatta kalmak nasıl olur?
    -hayattaki uçlar nelerdir?
    -uçlarda olmak kötü müdür?
    -hayat bizim seçimimiz dahilinde midir?
    -hayata gelmek kimin seçimiydi?
    -hatalarda kimi suçlamak gerekir?
    -hayat bilinci nedir?
    -hayatı sorgulamak gerekli midir?
    soruları ve daha fazlası.
    9 ...
  2. 29.
  3. Ben genelde, misafir ağırlayıp yolcu ettikten sonra, salona dönüp zigon sehpaları iç içe sokarken sorguluyorum hayatı.
    7 ...
  4. 27.
  5. Zaman zaman, kişinin, yönünü, gidişatını, kazançlarını ve kayıplarını sorgulamak, nedenlerini, niçinlerini düşünerek, hayatı ve kendiyle hesaplaşması sağlıklıdır.
    Duyarsız ya da akışa bırakılmış yaşam sürmek, kişinin verimsizleşmesine, mutsuzlaşmasına neden olur.
    Lakin kantarın topuzu önemlidir. Bazen de, hayata, evrene ve onun değişmez katı kurallarına teslim olmak gerek.
    Hayat, kendiyle ısrarla cebelleşen zihniyeti sevmez ve kallavi cezalandırır.
    4 ...
  6. 18.
  7. konuş! kaç kişiydiniz? kaç kişiyle siktiniz beni?

    böyle olsa ya la, hayat diye birini oturtsak karşımıza, dayasak yüzüne karanlık odada par 64'ü, konuş amına koduğumun evladı desek?
    ama öyle olmuyor işte, olsaydı keşke...

    her an, her saniye, her yerde, her şekilde yakalayabilir seni bu sorular, birbirine bağlı milyon halkadan oluşan, uzun ve paslı bir zincir...
    tutmaya gör bir halkasını, dayanamaz çekersin kendine, varır dünyayı birkaç kez turlarsın da, bulamazsın ucunu ve boğazında daralan bir düğüm hissettiğinde, gözlerin yuvasından fırlayıp çıktığında anlarsın, aslında kendi tasmanı tuttuğunu.

    tüm nüanslar ölümcül önem ihtiva eden birer gerçeğe dönüşür ve tüm elzem kaygıların bir anda basitleşip hiçleşir, sonra tam tersi olur, sonra yine tersi... biteviye devr-i daim içinde bağıra çağıra ölürsün.

    hayatı sorgulamakmış... yok öyle bir şey, kendini tahtaya kaldırıp sözlü yoklama yapmaktan başka bir şey değildir hayatı sorgulamak dediğin.

    ve şu gördüğün insanların tamamı, kendi kanaat notlarıyla geçen/geçinen çalışkan ve tembeller bütünü, sen de onlardan birisin ve korkma ölmezsin, zira ben hiç görmedim birini ki, kendine yüz verip kurtarmasın götünü...
    4 ...
  8. 40.
  9. Denize karşı oturduğumda ister istemez oluşuyor bu duygu.
    4 ...
  10. 51.
  11. --spoiler--
    içimde bulunduğum hayata maruz kalsanız ve bunu düşünerek yaşasanız yüzde 90 ınınız intihar ederdi.
    --spoiler--
    herkesin derdi kendine büyük. depremde eşini, çocuğunu kaybeden biri varmış ve intihar da etmiş maalesef. intihar etmemek lazım. benim de annem öldü, dayım öldü ama ona rağmen intihar etmiyorum. bir de babam beni ben 1 yaşındayken terketmiş. hayatı olduğu gibi kabullenmek gerekiyor. acılarla yaşamıyorum artık o yüzden ve hayattan zevk alıyorum. umarım uzun yaşarım. uzun yaşamak isterim.
    3 ...
  12. 30.
  13. Mutsuzken aklıma takılan eylem. Herşey neden böyle berbat.
    2 ...
  14. 39.
  15. hayatı sorgulamak, suçluyu merkeze götürüp dedektifler gibi sorguya çekmek değildir. öncelikle bunu bi netleştirelim. islami persfektiften bakıldığında eskiler buna tefekkür etmek derlerdi. yani düşünmek. bizim takip etmemiz gereken yol bu. yoksa entel dantellerin içsesi olan vicdanını bastırmak adına sergiledikleri varoluşsal sancılar çekmek isimli felsefik saçmalıklarında kaybolmak değil. kendimizi aldatmayalım. ben neyim kimim, nerden geldim nereye gidiyorum, bu hayatta neler yapıyorum, hangi işlerle meşgulüm, bu işler faydalı mı zararlı mı, bu dünyaya geliş amacım ne, kime ne kadar faydam var, iyi miyim yoksa kötü müyüm, kendime aileme etrafıma içinde bulunduğum topluma ne kadar hizmet edebiliyorum, insanlık adına neler yapabilirim yada yapabildim, beni afedersin ahırda bir domuz (halbuki domuz da allahı zikreder ve cenabı hakkın kendisine yüklemiş olduğu vazifeyi layıkıyla yerine getirir) olarak değilde bir insan olarak yarattıysa eğer bunun karşılığında benden ne bekliyor, benim sahibim kim, ben ona karşı tüm görev ve sorumluluklarımın bilincinde miyim, bunu hakkıyla yapabiliyor muyum, hangi yanlarım eksik, nerde hata yaptım, kime nasıl zulmettim, bunu nasıl telafi edebilirim, eğer Allah benden kulluk istiyorsa bunu en iyi şekilde nasıl yapabilirim, her halükarda ondan razı mıyım ve asıl o benden razı mı, gittiğim yol niyetlerim amellerim Salih mi, eğer amellerim kötü ise bu günahları ne zaman terketcem, o Allah'a daha ne kadar saygı sevgi bağlılık gösterebilirim, o nun tüm mahlukatına ne kadar daha iyilik edebilirim, gibi gibi.. ölüme hazır mıyım, ya öldükten sonra ki hayata, bu soruları sormak insana lazım ve gerekli. sorguya çekilecek biri varsa o da insanın kendi kendisidir. bunu yapacak esas. takkeyi önüne koyacak. Nobel edebiyat ödülü almaya gelmedik bu dünyaya. eğer kendisini sigaya (hesap sormak) çekmez ise insan, ahiret günü vah haline eyvah haline..
    2 ...
  16. 8.
  17. dunyanin en yuzeysel adami okudugu onlarca kitaptan sonra hala sorusuna yanit alamamanin verdigi ofkeyle,
    'lanet olsun! bu dunyaya niye geldik haaa niye geldik.. bilmek istiyorum' diye bagirir.
    20 dkk sonra elemanimiz yillardir kafasina takilan sorunun cevabini bulmus olmanin rahatligiyla, cosarak haykirmaktadir.'olmeyee olmeyeeee olmeyeee geldiiikkk!!'
    2 ...
  18. 10.
© 2025 uludağ sözlük