"ben, boks şampiyonu olamam ki dostum
hayatı nakavt edeyim.
ben kültürümü hayata adadım.
hayatı tanımlayamıyorum.
hayat nedir acaba?
her gün paket paket alıp içtiğimiz sigaralar mı?
akşamları eve gelen babamın
boş o bomboş bakışları mı?
bilmiyorum!"
şu yaprakların dudaklarını emziren narin sonbahar gecesinde olmaması gereken saatlerdir.
hayat kısa son cırcır böcekleri ümitsizce cırlıyor. Ve bu serinliği insanın göğsünü ılımlı politikalara iten gecede sorgulamak işe yaramıyor.
Uykumuzu feda ettiğimiz saatlerdir. Sorguladikca daha derin dusunceler, daha farkli hayaller. Sonunda gunesin ilk isiklari ve yine hicbir seyi anlayamamanin hayal kirikligiyla yataga gitmek.
ikindiyle akşam vakti arasıdır. dünya askıda kalmış gibi olur, yaşama zevkiniz ruhunuzdan çekilip alınır sanki ve düşünmeye başlarsınız. ramazan haricinde böyledir benim için.
Hayatımın büyük bir alanına hakim saatlerdir. Bolca düşündürür. Platon bile bu kadar duşunmemiştir dedirtebilir. Ama o geleceğe bir şeyler bırakabilmiştir. Peki ya ben dedirtir, kaldığınız yerden devam ettirir.
Hayatı sadece üzgün olduğumuzda sorgularız. Çok yaşadığım bir durumdur ama iyi ki tutunacak sebepler var yoksa bu hayat hiç çekilmez olurdu. Hiç bir zaman umudu kaybetmemeli çünkübizi bir yerlerde bekleyen güzel şeyler muhakkak vardır.
Buradan gitmeyi düşündüğüm saatlerdir. Son bir sene okunacak ve üniversite kazanılacaktır.Şu son bir seneye hiç giresim yok sözlük. Her an buralardan kaçabilirim.