eskisi kadar olmasa da hayatı seviyorum. belki de belirsizlikler hayatı güzel yapıyor. hayat fani olsa da yine de güzel. insan hayatta her şeyi seçemiyor.
Seviyorum ben valla bu hayatı yaşamayı. Her anından keyif alıyorum gitgide artarak.
iyisiyle kötüsüyle.
Çoğu insanın ömründe tatmadığı hisleri tattım, kafaları yaşadım ki bi o kadar daha yaşamayı istediklerim var.
Doğrusuyla yanlışıyla.
Olduğum kişiyi o kadar çok seviyorum ki en başta seçme şansım olsaydı tereddütsüz yine kendimi seçerdim( tabii biraz daha fazla parayla hahha).
Eşşek gibi çalışarak bile bi ömür değil binbir ömür yaşarım, öyle seviyorum hayatı.
Tüm absürtlükleri ve ihtimalleriyle.
sevden üst kısımda olan insanlara bakıp mutsuz olma, senden alt olan insanlara bakıp şükret.
alt derken hangi anlamda sözlediğimi anlamışsınızdır umarım
işin en garip bulduğum kısmı, bir zamanlar yoktuk. ve bir baktık ki etrafı ağaçları, gökyüzünü, güneşi görmeye başladık. kendimizin farkına vardık. yokluktayken yokluğu sevmeme gibi bir lüksümüz yoktu. hayattayken insan seçmeyi öğrendi. kimi basit kimi zor nedenlerden dolayı kendini toplayamadı. hayatı sevmedi. ne olursa olsun, başa ne gelmiş olursa olsun hayat sevilmelidr. sıkıca tutunulmalıdır. acısıyla, tatlısıyla yaşanılmalıdır. milyonlarcası kolu kopuk, bacağı kopuk, gözü görmeyen binlercesi yaşıyorsa sıkıca bağlanıyorsa hayattaki tek bağlarına sımısıkı tutunup hayatı ne olursa olsun seviyorlarsa ben o hayatı severim. sevmek zorundayım. basittir hayatı sevmek aslında. oturduğun yerden kalkıp yürümektir. bacaklarını kullanmaktır tek yapman gereken. evet bu belki kendinizi hünzünlü hissedip, bir ton derdinizi düşünüp her saniyesinden nefret ettiğiniz bu hayatı sevmek basittir. sadece hissetmek, nefes alıp, tatlı bir tebessüm kondurun yanaklarınıza ve basit bir şekilde hissederek sevin bu hayatı.
Can ver ve besle. Üret ama sahiplenme.
Ver, ama beklentisizce. işte uyum bu...
Yola sarılırsan, sarmalanırsın.
Sakince nefes al, yeniden doğarsın.
Zihnini arındır, sen de arınırsın.
Yüreğini aç, kabul görürsün.
Dünyayı kabul et, Yolu görürsün.
bilinçsizce yapılan bir eylem.
biraz düşünüldüğünde ne kadar saçma olduğunu farkeder insan.
"ne zaman öleceğim?" iç ses "mutlaka bir gün"
hasta olup, hayata sıkı sıkıya sarılanların yanında, herşeyi kabullenip ölümü bekleyen (özleyen) insanların sayısı da küçümsenemeyecek kadar çoktur.
işte onları anlamak, hayatı anlamaktır. evet, sağlıklıyım amına koyayım. hemde öküz gibi.
ölmüyorum, çünkü onun da yaşama bir üstünlüğü yok.
içerisinde bulunduğumuz yüzyılı düşünürsek, pollyannacılık oynamak ya da çoğunlukla küçük detayları sevmek demektir. yaşamın çok küçük bir kısmından büyük ve yaşanılası bir aşk çıkarmaya çalışmak.