hayat bazen insana çok fazla yük yüklüyor olabilir ve çevremizdeki güzellikleri görmemizi engelleyip, hep şikayetçi olmamızı sağlıyor da olabilir. işte bu zamanlarda ne kadar pozitif olunur bilinmez, ama ilk bakışta göremediğimiz şeyleri görmek, hayatı sevme nedenleri olabilir. akşam işten veya okuldan eve döndüğünüzde sizi evde karşılayacak anne ve babanız varsa, siz sırf yorgunsunuz diye önünüze yemek getiriliyorsa, özel günlerde hatırlanıyorsanız, etrafınızda sizi sevdiğini söyleyen birden fazla kişi varsa, sevinciniz ve üzüntünüz kayıtsız şartsız paylaşılıyorsa, istediğiniz zaman, kimseye bağımlı olmadan hareket edebiliyorsanız, yaptıklarınız vicdanınıza ağır gelmiyorsa yani vicdanınız her daim rahatsa ve dünyanın tüm güzelliklerinin, tüm değişik tadların, denizin, havanın, suyun sizin için yaratıldığını düşünüyorsanız hayat sevilmeye değerdir.
kocaman bi masada bütün sevdiklerin, galatada toplanmış balık yiyorlar. arkadan müzeyyan senar'ın sesi geliyor.o esnada uzun yaz günü olduğu için saat 9 civarında güneş batıyor. herkes bi andan konuşuyor herkes mutlu kadehler tokuşturuluyor.o an insan gözünü kapıyor sesleri dinliyor. vapur sesi, arkadaşların sesi, istanbul'un sesi kısaca.tam o esnada omza biri uzanıyor, kolunu boynuna doluyor. yüzüne gözlerinin içi gülerek bakıyor.. insan kısa bi an için olsa da şükrediyor bu adaletsiz dünyada yaşadığına ve herkes için aynını diliyor.