Balistik yeleğin içine seramik plakaları mutlaka koyarım. Açıktaysam acil durumda arkasına geçebileceğim birkaç sütre belirlerim ve bunlara yakın dururum. 1 yıldan eski tarihli mühimmat taşımam.
Olur da yakılma vasiyetim yerine getirilmezse ve gömülürsem; mezar taşıma "yaşamayı severdi, keyif pezevengiydi" yazılmasını istiyorum. Çünkü saymakla bitmez hayatı seviyorum eylemlerim var.
Yakınlarımı ikna etmeye çalışıyorum terditli olarak bu iki seçeneğe.
i love life yazili bir pankart acarak new york sokaklarinda bir gordugunu bir daha gorme ihtimalinin cok dusuk oldugunu bile bile yuzlere bakarak karsina cikmasini beklemek. olmayacak dualara amin dedigimiz yarinlardan bir parca huzunlu kek.
Gecenin köründe yapılan cilt bakım rutinleri. Sanırım Ben hayatı o kadar sevmiyorum, makyaj temizleme vs işleri çok geç saatlere kaldıysa -ki genelde kalır jcjd- yüzümü sadece Misel suyla siler yatarım. Yok çift aşamalı temizlikmiş, yok serummuş kremmiş bunlarla uğraşamam. Sabahına uzun bir cilt bakımıyla telafi ederim ama hep.*
Sabah uyanınca alıç sirkeli su içmek. Hayattan bu kadar bezmiş ve yaşamaktan keyif alamayan mutluluğu hiçbir şeyde bulamayan hissiz ben sabah uyanınca sirkeli su içiyorum. Aslında kendimle çelişiyorum. içmesene kızım bu kötü şeyi.
Bu sanırım içimde hala bir umut var göstergesi.. ya da bir başkaldırı..
Peynirin üzerine çörekotu serpiştirilmesi de mesela bir hayatı seviyorum eylemi.. ama yok ben o kadar sevmiyorum hayatı.