hayatı satranç oynar gibi yaşamak

    1.
  1. zihinde tasarlanan bir eylemi bir işi veya oluşu gerçekleştirmek için yapılması gereken doğru hamleyi gözetip o doğrultuda temkinli adımlar atarak yaşamaktır.
    0 ...
  2. 2.
  3. adam fawer misalidir.
    olasılıksız kitabındaki şu cümlelerden kazınmıştır belki kişinin aklına:
    "satranç hayat gibidir david," demişti babası. "her parçanın kendi işlevi vardır. bazıları zayıftır, bazıları ise güçlü. bazıları oyunun başında işe yarar, bazılarıysa sonunda. ama kazanmak için hepsini kullanmak zorundasın. aynen hayatta olduğu gibi, satrançta da skor tutulmaz. on parçanı kaybedip, yine de kazanabilirsin oyunu. satrancın güzelliği budur işte. işler her an tersine dönebilir. kazanmak için yapman gereken tek şey tahtanın üzerindeki olası hamleleri ve anlamlarını iyi bilmek ve karşındakinin ne yapacağını kestirebilmek."*
    doğru ya çok yönden benzeşirler hayatla. hayatta da skor tutulmaz...
    0 ...
  4. 3.
  5. aslında hayat hem satrançtır hem değildir. çünkü yaşadığın yeri, şartları sen seçemezsin hayat satranç gibi eşit başlamaz ama kendini bu işe adarsan durumu eşitler öne bile geçersin. satrançta şans yok diyenlere sözüm satrançta ve hayatta karşılaştığınız herşey önceki hamlelerin sonucudur. şans dediğiniz bir ilüzyondur benim gözümde. insan tamamiyle şanssız olabilir ama gerçekten isterse ve çalışırsa yapamayacağı şey yoktur. burdan satranca bağlantım taş altta olabilirsiniz hatta vezir'inizi bile vermiş olabilirsiniz ama bu sizin mat olacağınız anlamına gelmez gerçek bir mücadele ile herşey tersine dönebilir. son olarak bilgisayarcı kimliğimle bill gates'den bir söz aktarayım. "if your father is a poor man it is your fate but if your father in law is a poor man it's your stupidity. (türkçe meali: babanız fakirse bu sizin kaderinizdir ama kayınbabanız fakirse bu sizin aptallığınızdır. )"
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük