'Aa sadık dostum Red Kit... Dur üzerine atlayayım da sevinsin.' Oysa Red Kit’in hiç sevindiğini görmedik? Çünkü Rin tin tin bir yanlış anlama uzmanı, pembe gözlüklerini asla çıkarmayan iflah olmaz bir iyimser… Ve bu haliyle hep kaybedişlerin hayvanı. Rin tin tin gibi olma, bu hayatta çok üzerler seni.
Rin tin tin insanların gerçek yüzlerini görme, gerçek hislerini anlama konusunda bir hayli sıkıntılı bir arkadaş. Kimi dost kimi düşman belleyeceğini kestiremiyor.
Sevilmediğini, istenmediğini, hor görüldüğünü anlama kabiliyeti yok.
atılan dinamiti oyun oynamak istiyorlar galiba diye yakalayıp getirmeyi senin yanına bırakmaz bu hayat Rin tin tin.
Rin tin tin cahilliğinin mutluluğunu yaşar, ama o mutluluk her zaman ona zarar verir.
Rin tin tin kime, nereye ait olduğunu bilmez, kök salmamıştır bu hayata. Hapishanenin köpeği midir, Red Kit’in dostu mudur, Düldül onu sever mi, nerede doğmuştur, gerçekten bir sahibi var mıdır? Bütün bu soruların cevabı yoktur, çünkü Rin tin tin bu soruların cevaplarını aramaz, bilmek istemez.
Yaşadıklarından, başına gelenlerden ders almasını bilmez Rin tin tin. Dün yaşadığı dünde kalır, bugün hayata sıfırdan başlar Rin tin tin. Dün ona zarar verenleri, bugün unutur, dün onu aldatanlara bugün dostum der Rin tin tin.
Carpe Diem bir köpek olsa Rin tin tin olurdu, onun kadar sadece anı yaşayan başka bir canlı yok. Ancak bu iyi anlamda değil tabii ki, Rin tin tin yaşadığı zaman diliminin ötesine geçemez. Tüm mutlulukları, hüzünleri, korkuları, dışlanmışlıkları o anın içinde vücut bulur… Sonra hepsini unutur Rin tin tin.