Sınır tanımamalısın. Olasılıkların dışına çıkmalısın. Boyun eğmemeyi bilmelisin kadere. Ondan bir adım önde olmalısın. Her zaman ezber bozmalısın. Hayat, önceden ne yapacağını tahmin edip, sonunu senden önce hazırlamamalı. Belirsiz olmalısın. Gizemini korumalısın.
Aşk bir sanatsa eğer, en iyisini icra etmelisin. Yarım yamalak, ya da "bana bu kadar yeter" diyerek yaşamamalısın. En iyisini yapana kadar çabalamalısın. yapamadın mı? Arkana bakmamalısın. Çünkü geçmiş asla, mutlu bir geleceğe taşımaz seni. Dersini alıp, devam etmelisin. Ama bazen inadına, hatanı tekrarlamalısın aşk için. Aşk bir ömürlük değildir çünkü. Aşk, anlıktır. "Seviyordum yaptım!" deme cesaretini bulmalısın kendinde. Canın istiyorsa, elaleme kulak asmamalısın.
Sevişirken sabaha karşı ve teri vucudundan akarken, seninkiyle karışmalı. Asla kendi kendine kurumamalı o ter. Anlamını yitirtmemelisin.
Herşeyi zamanında yaşamalısın. Sussuzluğunuz gittikten sonra önünüze bir bardak su koysalar, neyi doyurur, neyi tatmin eder o bir bardak su? Öyle düşünerek yaşamalısın hayatı. Aç ve susamışsan eğer, o an da ye ve iç. Hata mı yaptın? Gerekirse üzül, kendini parala; fakat ikinci bir şansın olduğunu asla unutma. Keşkelerin hayatını ele geçirip, hükmetmesine izin verme.
Sonları çok fazla uzatmamalısın. Sonlar her zaman, en sancılı süreçtir. Bıçak gibi kesip atmalısın. Zarar veren şeyleri sevsen bile, düşünmeden çıkartmalısın hayatından.
Ölüm haricinde herşeyin bir telafisi var.
Geç kalma hayata. Ondan önde ol. Kısacası ezbere gitme hayatta. Kendi hikayeni yaz. En büyük gizli güç, insanın kendi gücüdür.
Dolu dolu. Goethe'nin dediği gibi insan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir.