hayatımızda yapmak istediklerimizi, düşüncemizi hep meşgul eden kısıtlayan en büyük şey paradır, maddiyattır. Bu dünyada ne yazıkki durum bu, paranın olmadığı başka bir dünya varsa oh ne ala. Ama yaşadığımız bu dünyada şimdi herşey maddiyat olmuş, aşklar sevgiler bile...
umudumuzun tükendiği yerde yeni bir umut tomurcuğunu baltalayan "hayal kırıklığı"dır hayatımızı kısıtlayan ve "korku"larımızdır: cesur olma, ayaklarımzın üstünde durabilme ve yıllanmış alışkanlıklarımızdan vazgeçip bilinmezlere ve yeniliklere doğru yol alabilme korkusu...
kamil: bak kezban ali, ahmet, mehmet, nazmi, faruk, emrah, ihsan, vehbi, kenan, hüseyin, arif, serhat, burhan, hakan, volkan, gökhan ve recep ile konuşma birdaha görmeyeyim seni onlarla sohbet ederken.
kezban: iyide kamil sen benim sevgilim değilsin ki sana ne oluyo?
kamil: olsun. sen benim arkadaşımsın iyiliğini istiyorum.
kezban: saol !
hayattan hep fazlasını beklemekle ilgilidir. bir çoğumuz böylece yaşayıp ölüyoruz, belki birileri değişik biryerlerde ölecek ama bazen değiştirilemeyecek gerçekleri değiştirmeyi fazlasıyla istiyoruz. sorun bu noktada başlıyor ve en önemli etken sorunun farkında olmayışımız. farkında olmadan ve olmak da istemeden yaşayıp ölmeyi koymuşsan kafana, şanslısındır, karlısındır, ne aladır o öyle.