bütün bir gerçekliği, kurgu olduğunu bildiği tv dizilerine feda etmektir. bir sonraki bölümü merak etmektir. bir anlama kurguyu iradi olarak gerçeğe tercih etmektir. eskiden sadece ev hanımlarında görülen bu rahatsızlık günümüzde toplumun hemen hemen her kesimine yayılmıştır. bunda ne var sadece eğleniyoruz derken, bütün muhabbet malzemesini onlardan aldığımızı farkedince anlarız yaşadığımızın hayatı dizi tadında yaşamak olduğunu.
bir dizi kıvamında yaşayabilseydik hayatı.. aynı bi dizi gibi aynı anda diğerlerinin de neler yaptığını, neler düşündüğünü bilebilseydik.. belki o zaman daha net olurdu sevmenin ne kadar subjektif ve tek taraflı olduğu. belki o zaman daha az yıpranırdık. bilirdik çünkü kalbimizin istediğinin kalbi başkası için çarpıyor, her yönüyle bilirdik.. görürdük o zaman kim ne kadar kötü, kim ne kadar yalancı ve kim ne çok rol yapıyor. ve bizi de görürlerdi, kalbimizi, içimizi, karanlık gecelerimizi, süslü sabahlarımızı.. bir dizi kıvamında yaşayabilseydik hayatı, daha az hayal kırıklığı olurdu, daha az umut..
yazarın notu:
başlıkta bahsedilen durum benim anlattığım durumla uzaktan yakından alakalı olmamakla birlikte yine de tam olarak başlık anlatmak istediğim durumu tam tarif ettiğinden mütevellit yeni bir başlık açma ihtiyacı hissetmedim sevgili okur.