30'lu yaşlara kadar bu mantıkta yaşadıysanız, 30'undan sonra artık yavaş yavaş ciddiye almanız gerektiğini farkedersiniz. önce bir karamsarlık, sonra bir rahatlama gelir ve tekrar ciddiye almadan devam ederseniz. çoluğunuz çocuğunuz yoksa tabii.
gece derin bir uykudasınız ve bir an gözlerinizi açıp etrafa bakınırsınız ve sonra arkanızı döner ve tekrardan uykuya dalarsınız. hayatta buna benziyor işte; derin bir uykudaydık ve şuan uyanığız, etrafa bakıyoruz. fakat çok geçmeden tekrar uyuyacağız. o farkındalık anı beyhudedir, hayata bir beyhudedir. fakat bu beyhudelik bizim bir eylemi yapıp yapmayacağımız konusunda etken olmamalı, olamaz çünkü bu eylemler bile bu beyhudeliği içinde barındırmaz mı? bu durumda hayat nasıl ciddiye alınabilir ki?
zihni düşünce trafiğinden yorulmuş her insanın zaman zaman da olsa ihtiyacı. kenara geçip, hiçbir şey yapmadan, kimseyle iletişim kurmadan sadece insanları izlemekle yetinmek ne kadar da güzel olurdu.