mühendislik fakültelerinde erkekler tarafından en çok sevilen erkek tipidir efem. özellikle de makine mühendisliği eğitimi alıyorsa...
önceki günlerde çok önemli bi' ders için fakülteden esefle içeri daldım. neden esefle içeri daldığımı ben de bilmiyordum. belki de çok karizmatik bir kelimeyi içinde barındırıyordu bi' önceki cümle.
yaklaşık 100 dakika derste kaldıktan sonra kahve-sigara molası için kantinin yolunu tuttum. kantine uğradım, kahvemi aldım, iki şeker attım, karıştırdım ve tadına bakıp "hmm bu benzersiz lezzete asla hayır diyemiyorum." denemesinde bulundum ve yine yeni yeniden başarısız oldum. ama çok yaklaşmıştım. miyendiz olacağımız için, bi' keresinde "hmm bu benzersiz lezzete tesla hayır diyemiyorum." bile demiştim, ama çoh sembatihtim o zamanlar.
her neyse efem, kahvemi almıştım en son. sağ elimle, sağ arka cebimdeki camel soft paketini çıkardım ve ince bi' sigara dalını dolgun dudaklarımla kavradım. hay amına koyim, erotik hikaye yazıyorum sanki!
sigara içiyordum ve uzun zaman olmuştu sınıfımızdaki abazanları görmeyeli. dört tanesi dikkatle beni süzdükten sonra yanıma yaklaştı ve içlerinden en abazanı "ortalaman gaç ortah?" diye sordu. "kafası hariç 2.12!" diye cevaplamak istedim ama yalan söyledim "2.78 dostum.". -gülüşmeler, birbirini dürtmeler...-
konuşmak istemiyordum bu asosyal derskoliklerle. ama ne yaparsam yapayım, yanımdan da gönderemiyordum. sürekli ders muhabbeti yapıyorlardı ve ara sıra bu anlamsız sohbetlere beni de ortak ediyorlardı. "miyendizlik metamatiğini verdin mi ortah!". bu miyendiz sözcüğü de onlar yüzünden pelesenk oldu dilime. kendimi onlardan soyutladım. gözlerim bi' dostu bulabilmek için seferber oluyordu. ve o'nu gördüm: ilyas.
ilyas: 1.70 boylarında, koyu buğday tenli, atletik vücutlu, tarih okuyan ve tarih kokan bi' gençti. paçaları daraltılmış bi' kot pantolon, beyaz konvers ve simli yeşil tişörtüyle gerçekten inanılmaz görünüyordu. koşar adımlarla yanıma geldi.
- abi geçen gün taksimde seni gördüm.
+ o'lum insan bi' yanımıza gelip hâl hatır sorar lan, öyle diğ' mi?
- abi mango'dan çıkıyodunuz, elleriniz doludu yengeyle.
+ keşke gelseydin yanımıza be dostum!
- aman abi, mango'dan çıkan erkeğe dokunmamak lazım. ehe mehe ehe!!
+ ehe ehe!! (gülmedim. gülüyomuş gibi yaptım lan harbiden!)
gelelim hemen yanımızdaki abazanların son durumuna. dinleyebildiğim kadarıyla mango'nun drobik bi' meyfa olduğunu tartışıyorlardı ve benim sevgilim olduğunu anlamaları da fazla uzun süremişti gailba.
"la ortah, senin manita ne ohuyo la.", "mango'yu nerden aldınız ortah la?", "gilosu gaçaydı ortah?" amını siktiğimin malları. mühendislik okuyan mallar işte. sizin yüzünüzden okuldan soğudum lan!
