Özellikle şu son birkaç yılda o denli kırıcı şeyler geçti ki başımdan...
hayatı toz pembe görmüyordum elbette. çocukluğumda, insanların birbirlerini nasıl dolandırdıklarını, sattıklarını, iki yüzlülüklerini türlü vesilelerle öğrenmiştim. Bir dostun seni nasıl sırtından vurabileceğini görmüştüm, kıskançlığın insana neler yaptırabileceğini anlamıştım. hem de çok çok erkenden...
hayata daha sıkı tutundum o yüzden. Hep yüksekleri amaçladım. Farkımı işimde ve insanlara olan yaklaşımımda gösterecektim, sevgi doluydum.
Zaman ilerledikçe öyle insanlar tanıdım ki, dilin ne denli derin yaralar açan bir silah olabileceğini onlardan öğrendim. bir insanın damarına dille nasıl basılır, nasıl zihni darmadağın edilir, öğrendim.
derken düşe kalka toparlanmayı öğrendim. işler temelli çıkmaza girdiğinde, kendimle dalga geçmeyi öğrendim.
Bir insanın hayatıyla nasıl oynanır? En son bir hafta önce yaşadım bunu. Çok güvendiğim, saydığım bir insanın gözlerimin içine bakarak ve kızarmadan yalan söylemesine tanık oldum. Bir insanın hayatıyla nasıl oynanır, hayalleri nasıl karartılır öyle iyi biliyorum ki artık. Öğrettiler.
Bundan yaklaşık bir ay önce deinsanın duygularıyla oynamanın nasıl kolay olabildiğini öğrendim.
Tüm bunların sonucunda öğrendiğim en önemli şey, ne olursa olsun yılmamak oldu. Önemli olan ne istediğini bilip, yoluna her ne pislik çıkarsa çıksın devam edebilmek.
bir tarafta arkamda bıraktıklarımla ilerlerken, bir tarafta ise yanımdan geçip gitmesine izin verdiklerimle ilerledim hayat yoluma. geçip gitmesine izin verdiklerimin bir kısmına pişmanlık duyup arkalarından keşkeyle bakarken, arkamda bıraktıklarıma geri dönüp bakma ihtiyacı duymadım. hatalarımla, doğrularımla geride bıraktığım şeylerin geride kalması gerektiğini, tekrar önüme alırsam geri gitmekten başka bir şey olmayacağını bilerek yoluma devam ettim.
yaşanan zamanın geri gelmeyeceğini bildiğim gibi gelse de eski tadı vermeyeceğini anladım ve en iyi yönün durmadan duraksamadan ileriye doğru giden, ne hızlı ne de ağır akmadan, ayarında, olduğu anı yaşayarak ileri gitmesi gerektiğini anladım.
bazen geçen zamanın hiç bir önemi yoktur. bunun endişesini bir kenara bırakmak gerekir bazen. bir yıl önce yada sonra. önemli sensin. duyguların. bırak artık şu dünyayı kenara.
zorluklara karşı mücadele etme öğretisidir. çünkü sen bişey öğrendiysen mutlaka bi zorluk çekmisindir. ayakta durma kudretini gösterdikten sonra belki bundan sonra ki hayatında olaylara biraz temkinli ve değişik baksan da sen olmuşsun arkadaş. sen bana inan.
gerçekten insan sevdiğinin değerini, onu kaybedince anlıyormuş... hayattayken ailenize, sevgilinize, dostunuza vs. sevginizi fazla fazla söyleyin ve gösterin, bir gün bunun için çok geç kalmış olabilirsiniz. benim babam için geç kaldığım gibi...