hayattan zevk almadığımız sürece yataktan kalkmak için bir amacımız ve mutluluğumuz olmaz. bu yüzden her gün o yataktan mutlu hissederek veya o günün güzel geçeceğini düşünerek kalkmak lazım. neyi hayat da sana onu verir.
olmayan şeydir, insan yetinmeyi bilmiyor ki ulan bilmez. En azından Türk milletinin çoğu böyle, elinde olanı kaybedince fark eder ve hayattan bir şey anlamaz.
tom robbins insanlar budala gibi oturup mutluluğun kendilerini bulmasını bekler, onu kendileri yaratmayı akıl etmezler, der. zaten kendisi de kitaplarında mutluluğun peşinde koşan değil de, iç huzuruna sahip, her türlü felaket (kendi başına gelenler dahil) karşısında soğukkanlı ve inadına neşeli, pozitif tavrını koruyan karakterler yaratır. genellikle hayattan zevk almanın formülü olarak sunulan pozitif düşünce bir yere kadar iş görür. fazla tüketilirse bünyede gaz yapar. hayatı toz pembe görerek gerçeklerden kopmaya neden olur. hayatın sonlu olduğu gerçeğini kabul etmek ise büyük bir yüreklilik gerektirir. ölümün ne zaman nerede geleceğini kestiremeyeceğimiz gerçeğine odaklanırsak, hayattan zevk almamak enayilikten başka bir şey değildir.
güzeldir. öyle de olmalıdır. tutunacak bir şeyler bulmak zorunda insan. ne kadar zor olsa da hayata asılmak ve kanaat edip keyif almak gerekir. bunun için eşek yüküyle paranızın olması gerekmiyor. bazen eşinizle, çocuklarınızla beraber. bazen kitap okurken. bazen işinizi yaparken. bazen bir maçı seyrederken. bazen bir şaka yaparken ya da size yapılırken. liste uzar gider. yeter ki sen bil!
-hayata ot gibi bakarsan ot olursun.
-hayata bok gibi bakarsan bok olursun.
-hayata..*
hayattan zevk almak insanın bulunduğu durumdan hoşnut olmasıdır.
herkeşler sevgili olsa da , eski sevgiliyle gidilen yerler acı verse de , ne bileyim okul uzamış , her gün periyodik olarak ağlanılmış olsa da , herkeşler sevgili olsa da böyle küçük bi an gelir insan bi kahkaha atar.. o andır.. ya da o anın farkedildiği andır..
öyle bütün bi ömrü gülerek eğlenerek geçirmek filan yalandır.. beklemeyin bunu kimseden.. kendinizden de.. yok öyle bi dünya..
ne olur bir sabah ta
silahsız süngüsüz uyansak
gözlerimizde tebessüm hayata baksak
takılmasa peşimize adımlar
sıradan insanlar olsak
ne olur bir sabah ta yıldızların altında
yataksız yorgansız uyansak
ıslatsak yağmurları baharlara uzansak
az da olsa dünya'dan zevk alsak
gölge gibi yapışmasa yakamıza ölüm
ne olur bir sabah ta
süngüsüz silahsız uyansak gülüm...
kendisini bir bok zanneden serserilerden arınmakla başlanılabilir ki bunlar lisede türemişlerdir etrafınızda haberiniz olmaz. sonra pişman olursunuz ama ne fayda. görüşmeyin hiç birisiyle.