Tek derdimin geç saatlere kadar oturmayı istemek olduğu "büyüyünce erken uyumayacağım ben de geç saatlere kadar oturacağım." Dediğim zamanlara dönmek istiyorum.
Şimdi geç saatlere kadar oturabiliyorum ancak o saatleri verimli kullanacak mecalim, takatim kalmadı.
Her şey soluk, gıpgiri. Hiçbir şeyin tadının, güzelliğinin farkına varamıyorum. Sürekli gecelerce aklımda olan o takıntılarla cebelleşiyorum. Sıkılıyorum, bunalıyorum, kaygılanıyorum.
En kötüsü de ne yapacağını bilememek bilsen bile nerden başlayacağını kestirememek.
Ben artık "büyümek" değil tekrar "küçük" olmak istiyorum.
insanların çok eğlendiği keyif aldıkları bazı durumlardan ben zevk almıyorum ama hayatın insana keyif veren yonleride var azda olsa..doğacağız ve öleceğiz.
pandemiden itibaren benim de içinde bulunduğum durumdur. hayır hastalık beni çok etkilemedi en azından zevk alamamamın tek nedeni pandemi değil ancak genel manada baktığımda çevremdeki kimseyi eskisi gibi mutlu göremiyorum 2019 kışından beri. bu illet başladığından beri şahsi olarak bakıyorum da ne sağlığım ne mutluluğum ne huzurum yerinde değil. üniversite bitti işe güce karıştım eyvallah ama duygusal ilişkilerde bir türlü dikiş tutturamadım, arkadaş çevrem değişti yeni arkadaş çevresi çok çekici gelmiyor, zorunlu hizmet için yaşadığım yer gerçekten kötü geliyor, sigarayı bırakmak istiyorum bir türlü tamamen bırakamıyorum, ülkenin ekonomisi ortada adam akıllı para biriktiremiyorum, sağlık problemleri yaşıyorum, mental olarak kendimi iyi hissetmiyorum, yeni hobiler edinsem de onlardan da maksimum doyumu yakalayamıyorum… bu liste o kadar uzar gider ki hepsini saymama gerek yok. yaklaşık 3 senedir kendimi eskisi gibi mutlu bulamıyorum hayattan gerçekten zevk alamıyorum.
sayın erikson sence de artık kimlik bunalımı ve karmaşası evresini geçmiş olmam gerekmiyor mu?
onlarca sebebi olabilir. acılar tazedir, hayat belki gözünün ferini söndürmüştür. bir tokatta dik durmuş da sürekli tokatlanınca yere yapışmışsındır olabilir. olabilir de değil, olur. düşmeyen mi var? * kalkmaya bile yeltenmemek sorun.
bazısı korkak ben de öyleyim, olsun. korksam da kalkarım, bir uzun gün denize bakarım. suda karabatakları takip etmek, en birinci zevkimdir; nereden batıp nereden çıkacakları belli olmaz. onlara hiç bakmasaydım bilemezdim. hayattan zevk almayı hiç öğrenmiyor bazısı da. çok yazık. dert keder zamanla silikleşiyor ama insan hayatı bir can sıkıntısına dönüştürürse bir tek zamanı hissediyor, başka hiç. sanki zamanın içinde yaşamıyor da onu üstünden akıtıyor nehir gerçeği gibi. çok yazık.
güzel bir kadınla sevişin, şehveti, bedenleri hissetmeyi, arzulanmayı dibine kadar yaşayın. eğer artık ondan da zevk almıyorsanız o zaman kafanıza sıkın.
Gerçekten sıkıcı; fakat yine de yaşamak her şeye değer. Türkiye'de bile olsa... Kendinizi iffet'in yerine koyun ve sıkışmış kafanızı camdan kurtarmaya uğraşmayın. Cemil'in işi bitince nasılsa bırakır.
Bisikleti deniyorum. Anlık bir mutluluk ve özgürlük veriyor. Hayatı daha güzelleştirecek iyi insanlarla tanışmak bizi daha mutlu edecektir sanırım. Biraz da tövbe istiğfar edelim. Yavaşlatalım hayatı. Hızına yetişmeye çalışırken kendi ritmimizi kaybediyoruz. Kıran giresice dünya!