Son 5-6 yıldır aynı çıkmazda yaşayan kişi düşüncesi. Özellikle işte ve aşkta mutsuzsanız düşünürsünüz bunu. Yarrak gibi tiplerin ve müdürün olduğu bir ofisteyim yıllardır ve güzel karılar bana vermiyor. Güzel karıyla anca para karşılığı seks yapabiliyorum.
Bir kac ay oncesine kadar gectigim surecin anatemasi. Meger depresyonda imisim. dostlarımla daha fazla zaman gecirdim, hayal etmeyi biraktim, "anı yasa" butonunu kesfettim ve atlattığımı sandığım durum.
"Hiçbir yere tutunmadan, hiçbir yerde köklenmeden, akan suyun üzerinde kayar gibi yaşıyordum ve bu soğuklukta ölü, cesedimsi bir yan olduğunu gayet iyi biliyordum."
insanlardan birşey bekleyen biri için çok kez karşı karşıya gelinebilecek durumdur,
insaoglu diyoruz daha kendine yararı dokunamıyorken bazı insanların kişilerden beslenmesi ve onlara umut baglaması ne kötüdür, mutlu olamaz böyle insanlar hep bi yerden kazığı yer oturur ve ihtiharı çözüm olarak görür..
umudunuzu insanlara değil insanları yaratanda arayın, siz kendinizin farkında degılken o sizin en ufak özelliklerinizi bilendir.insandan çok Allah'a baglandıgın vakit bu tür bulanımlardan çıkmış olursun ve hayatı akışına bırakırsın, en güzeli ve en temızıde budur, koy ver gitsin yaşayacağın maximum 100 sene herseyi kafaya takmanın luzumu yok..
bugün ölüşümün bilmem kaçıncı günü. babam az önce yemek yiyordu tek başına masada, ufak tefek şeyler atıştırıyordu, belki ondan güç alırım diye önce su içtim sonra da oturdum yanına. bir çatal çıkardım sonra, kalktı ayağa çıkardı tepsiyi yiyeceklerini yanına aldı gitti. babam da gidiyor, git diyemiyor, kovamıyor. ders çalışayım da atanıp onlardan uzaklaşayım diye kitaplar koyuyor ara sıra masama ben odamda yokken ya da uyuyorken. ben hayatta bu kadar istenmediğimi bilsem doğmazdım zaten. keşke 99 depreminde beni o yataktan kaldırmasaydınız be babam. keşke o cam dolap üstüme yıkılsaydı da en azından masum bir çocuk olarak ölseydim.
kendine ait sorumluluklarını yerine getiremediğin zamanlarda ortaya çıkan durumdur. dönemsel olduğunu düşünürüm hep. insan hayatının sonuna kadar böyle karamsar bi halde olamaz çünkü.
ekim ayı itibariyle gerçekleşen durumdur.
ölen insanlar, gencecik yaşlarında öldürülen insanlar yaşamın acımasızlığını ve boşluğunu yüzümüze yüzümüze kaç kez daha vurmalı?
kim için ve ne için yaşadığımızı şu son günlerde ne kadar çok sorgular olduk değil mi?
ne yazık o sorguladığımız gerçeklere ve vicdanlara ulaşılamıyor.
daha sonra tekrar denemek de yersiz. çünkü artık yorgunuz ve bitkiniz. bitmişiz...