sevgilinden ayrılınca yapacak bir şeyler bulamadığında, güvendiğin insandan kazık yediğinde, sürekli beraber olduğun arkadaşlarından tat almamaya başladığında hissedilecek durum. Hele de bunların hepsi aynı zaman diliminde gerçekleşiyorsa gerçekten hayattan soğursunuz. Hayat sizi yormuştur artık. boşluktasınız ve bir şeyler yapmanız lazım fakat artık herşey boş gözükür gözünüze. yeni insanlar tanıyıp beraber eğlenmeye çalışmaktan başka bir çare yok sanki ya da cidden kendinizi vereceğiniz bir uğraş bulunmalı ama uzun soluklu olmalı!
bizim hayır gördüğümüz işte şer, şer gördüğümüzde de bir hayır vardır. belki de şuan bu şekilde hissetmek başka şeylerin farkına varmamıza sebep olacaktır veya önümüze daha güzel şeyler sunulacaktır.. bir kapı kapanınca diğeri açılırmış..sabretmek gerek sözlük..
insanı çok kötü bir ruh haline sokan hissiyattır. yaklaşmış olan bir lys sınavım, şerefsiz dershanem yüzünden yetişmemiş konularım var. ülke gündeminde sürekli saçma sapan şeyler ve olumsuzluklar var. hergün imrenerek takip ettiğim nasanın yanında, bizim ülkede sürekli olarak terör olayları ve boku bokuna tutuklanan askerler var. üniversiteye gitsem orada heycan bulamamaktan korkuyorum. ya orasıda burası gibi boktan olursa, hiç sevgilim olmadığı için kız arkadaş artık hayatımda 2-3. planda kalmaya başladı. önümdeki tabloya baktığımda bu hayatı öğretmen olarak geçirmek zorunda kalabilirim, bu korkulu rüyam durumunda. ülkede milyonlarca beyni alınmış saygısız insan geziyor. bu hayat bazen gerçekten sıkıyor.
aklımın eremediği duygudur. nedendir bilinmez işe gidersin zevk alamazsın mutsuzsundur, dışarıda arkadaşlarınla dolaşır, gezer veya bir kafe de oturursun mutsuzsundur. o an oradayım ama "ne işim var ki burada? bak şimdi oturduk iki kahve içiyoruz e haydi bir şeyler de yedik, hadi eğlenelim diye iki langırtta attık peki ya sonra?"
aslında bir beklentim mi var benim? işe gidiyorum ama gitmemin bir sebebi olmalı, dışarı çıkıyorum ama çıkmamında bir sebebi olmalı, o kafede oturuyorum ama oturmamında bir sebebi olmalı.
bazen sebep bulursun, o sebebe ulaşacağını düşünürsün aslında ne kadar uzak olduğunu anladığın an yine sıkılırsın.
sorumluluk denen şey de var üzerinde, kendince stress içerisindesin ama hala rol kesmeye devam ediyorsun.
düşünüyorum bazen ben boş bir insan mıyım veya çok mu rahatım bunlar bana batıyorda böyle hissediyorum diye düşünmüyorda değilim ama bakınca da pek bi rahat değilim.
çünkü mutlu değilim..
3 senedir içinde bulunupta çıkamadığım durumdur, keşke 3 sene önceye geri dönebilsem diyorum ama;
"geçmişe dönme çünkü orada zaman durdu" sözümle çelişiyorum.
ara sıra insanın başına gelen hadisedir. ama bilmek gerekir hayatın ötesindeki dünya nasıldır? herkes için güzel olacak değildir o hayatın. kim bilir belki iyi bir çocuk olmamışsınızdır küçükken, ilkokuldaki ayşe'nin eteğini kaldırmaya çaışan zibidi veletlerden biriydiniz. o yüzden hayatın tadını çıkarın.
Yaptığın ve yaşadığın hiçbirşeyden keyif alamama duygusu. Toplum tarafından zaman zaman yadırgansa da ve bak işte herşeye sahipsin yediğin önünde yemediğin arkanda denilerek gazının alınmaya çalışıldığı, kurtulmaya çalıştıkça daha da battığını düşünmeni sağlayan duygular. Hayatta herşeyi makul bir şekilde yaptıktan sonra elde ettiğin kazanımlardan yediğin kazıkları çıkardığında eksiye geçtiğini görüp anlamaktır.
mantıklı ve aklı başında olan herkesin eninde sonunda bir gün yaşayacağı durum. Yaşa yaşa, didin didin, eee? NEreye kadar? bitecek bir gün her şey. NEye değiyor ki didindiğimiz? yaşamak çok saçma... insanlara dert anlatmaya çalışmak da...
üniversite yaşındaki erkeklerin en az seks kadar düşündüğü bir hadisedir.. subjektif bir yorumdur, geçici kalıcılardandır yani geçer yeniden gelir geçer yeniden gelir... (bkz: hayattan sıkılmaktan sıkılmak)
artık sona geldiğini boşluklardan boşluk beğendini gösteren durumdur.herşey sıkar hiçbirşeyden mutlu olamaz insan.uçurumun kenarındasındır.düşmen an meselesidir.hayat herkese güzel yüzünü gösterirken sana çirkin tarafını göstermiştir.sıkılırsın hayattan nedeni olmasa bile.
ortalama 2 ayda bir girilesi psikolojidir. geçen 2 ayın sonunda çok boktan bir durum yaşarsınız ve son damla görevi görür bu da. ve kişi ister istemez bir umutsuzluğa, gelecek kaygısına başlar.
bu durum -en azından bende- 2 gün sürer. tabi bu psikolojiyle bir ömür geçmez. zaman içersinde o sis perdesini kaldıracak güzel olayalr vuk'u bulduğunda kişide o depresif ve yılgın halinden uzaklaşarak yavaş yavaş kendine gelemeye başlar.
kısaca durum şöyledir. "don't worry, be happy" he dersinizki türkçe konuş ulan.
"bu da gelir bu da geçer, ağlama." sözleri en basit ve en doğru kelamdır. zira hayat böyledir. papatya falı gibi. bir güzeldir, bir kötü...
biraz önce içimde geçirdiğim,kendime itiraf edemediğim duygunun sözlükte karşıma çıkışı.sınav stresi,22 yaşında olupta hala aileye maddi yönden bağımlı olmanın yarattığı çaresizlik ve eziklik duygusu,artık kendi hayatımı yaşamak istiyorum diye çığlıklar atan bedenine ve duygularına ve hayata karşı hiç birşey yapamamanın verdiği lanet olası duygusürecinin genel bir yansımasıdır " hayattan sıkılmak".geçicidir*.
gun dogar ve batar.ilk zamanlarda bu cok guzel bir seymis gibi gorunur ama hep ayni seylerdir.insanin hayati adini unuttugum mitolojik sahsiyet gibidir.kayayi dagin tepesine cikartirsin tam doruga oturtugacin zaman langur lungur asagi duser.haydi bir kez daha cıkar.yasamak lanetlenmektir ama en fenasi bu anlamsiz tekrarin farkinda olmaktir. *