insanoğlu bazen nedensiz, sonuçsuz, bilinçsiz, yaşadığının dahi farkında olmadan yaşar bu hayatı... içindeki sıkıntıyı her geçen gün katlayarak büyütür, büyütür, büyütür... ve bunun normal bir sonucu olan patlama noktasına gelir. ya sevgilisi ile kavga eder, ya babası ile atışır, ya annesi tarafından reddi evlatlık ile tehdit edilir, ya da çok sevdiği dostları ile daha az vakit geçirir. işte bu patlamaları yaşamamak adına yapılan bir eylemdir "axel rudi pell dinlemek" dediğimiz şey. bir bahar akşamı durup dururken dinlemeyi becerememek de denilebilir bu durum için axel rudi pell adlı yaradanın şaheserini... henüz görmüşsünüzdür hayatı bir çingene çocuğunun gözyaşlarında ve anlamakta o kadar zorlanıyorsunuzdur ki; tarifsiz bir sıkıntının pençesinde hissedersiniz kendinizi. hem de derin, çok daha derinlerde bir yerlerde. hiç kimsenin anlamasını da beklemeyerek, ummayarak anlatırsınız... anlattığınız her ne ise işte!