kaynananın misafirliğe gelip, televizyonu tekeline aldığı andır. bir de pişkin pişkin ' dokuzdan onbire kadar televizyon benim' demiyor mu. görgüsüzlüğün bu kadarına da pes denir.
hayattan nefret edilmeyen anlar dışında kalan anlardır, bu anların sayısı,her ne kadar hayatın sahibine göre değişiklik arz etse de genelde çok fazladır.
böyle her boka karşı, her yapılan işe, her açılan başlığa, herşeye bir bok atma meraklısı insanların göründüğü andır. lan amına kodumun malı bi kere de deki arkadaş insana bi saygı göstereyim, az da olsa insanlık edeyim ama yok. yok amına koyayım yok.yarrak gibi herşeye atla, her lafı insanı intiharın eşiğine gelene kadar eleştir, ondan sonrada yok şöyle yok böyle. nolyoruz lan? noluyo amk.
küçükken ailen sana kızdığında neden doğdum ki diye düşünmen senin hayatın güzelliklerini tatmadığın anlamına geliyor büyüdükçe her bir parçan yaşamın güzellikleriyle beslendikçe hayattan nefret ettiğin an sayısı da günden güne yok oluyor.
aşkından deli divane olduğunuz kişinin; bundan habersiz karşı masada arkadaşlarıyla muhabbet edip, kahkalar attığı size çok yakın ama çok çok uzak olduğunu gördüğünüz andır.