Ben hayatı bir film gibi düşünüyordum başkahraman bendim zannediyordum her olay benim yapacağım şeylere göre şekilleniyor zannediyordum ama aslında herkes gibi bende figuranmışım.
Umutlarımızı zengin insanların çaldıklarını gördüm. işçi hakkı, çiftçi hakkı sömürüp, devletten de hibe alarak büyüyen patronların bir düğünün bizim bin düğünümüze bedel olduğunu gördüm. Bir mahalleyi imar edecek para değerinde yalılarda yaşayıp; bin kişinin karnını doyuracak para ile bir kişinin bir öğün yemek yediğini gördüm.
Tüm umutlarımın hayallerimin gerçekleşmesinin tek yolunun mücadele etmekten geçtiğini, makul isteklerimin, dik durmadan yerine gelmediğini fark edip öğrendiğimde yaşım 30 u çoktan geçmişti. Şimdi geriye dönüp bakınca sadece kara kaplı defterimde hatalarımdan başka hiç bir şeyi görmediğim gerçeğini görüyorum. Ne bulduğuma gelince ortalamanın pek de üzerine çıkamadığımı fark ediyorum sadece. Kolay olmayansa neydi biliyor musunuz ? Gençlik coşkusuyla ve heyecanıyla yapıp ettiklerimi kırıp döktüklerimi, yırtıp söktüklerimi, kaldırıp attıklarımı yerli yerine koymak, tamir etmek, sarıp sarmalamak, hale yola koymak, çilesini ceremesini cefasını çekmek. Biz bu dünyayı yaşamayı hakkıyla başaramadık.