yönetmenliğini berrin dağçınarın yaptığı, başrollerinde zeki alasya, tarık papuççuoğlu, hakan boyavın olduğu bir kasabada yaşayan üç ailenin hikayesinin anlatıldığı film.
coen biraderlerin no country for old men'i, gittiğim sinema kompleksinde gösterimde olmadığı için, recep ivedik denen insan azmanına 10 milyon* verirsem, bunun bana daha çok kuru fasülye dolayısıyla daha fazla ot,bok,geğirti ve ossuruk olarak geri döneceğini bildiğim için ,dişe dokunur başka bir film olmadığı için , serde türk sinemasını desteklemeye ufak da olsa gönül koymuşluğum olduğu için ve belki de biraz keyiflenirim diye; seçtiğim ve izlediğim film.
-şirin bir ege kasabası,doğal hayatlar,sıcak insanlar,kalabalık aileler,küçük mutluluklar, rakı masaları, şen şakrak yaz akşamları, gökyüzü, deniz, mısır tarlaları,kahkaha ve gözyaşı-; tüm bunları aman eksik etmeden koyalım ,koyalım ki; babam ve oğlum'un mirasından biz de faydalanalım zihniyetini gütmüştür, demeye dilim varmasa da,*, böyle bir izlenim vermiştir bana.ha bu arada, gözü yaşlı, sempatik küçük bir çocuğu da unutmadık değil mi yönetmenim.tamam çekebiliriz şimdi.motor.
yönetmenin ilk film denemesiymiş.oyuncular da kağıt üstünde hep büyük oyuncular ama yavan kalmış bir çok şey.senaryo,oyunculuk,müzikler.konu bütünlüğü ise evlere şenlik.ve son derece bilindik masalsı son'u...
bir iki röportajında ,yönetmen berrin hanım,çok heyecanlı,sıcak ve iyi niyetli bir intiba bırakmış olsa da, bunlar film için geçerli olamamış maalesef.
fakay yine de recep ivedik'in çatır çatır ossurmasından gani gani iyidir fikrimce.
-kaptan,beni önyargılar'da indirir misin sana zahmet....
bir türk filmi, oldukça sağlam oyuncu kadrosuyla göz doldursa da filmi izlerken senaryoda aksamalar huzur bozucu, bir yerlerde bişeylerin eksikliğini hisseder gibi oluyorsunuz, esasen içinde bulunulan moda göre bu filmden alınacak tad değişebilir, delikanlı engin in tugba dan kat be kat güzel olan kardeme ( yahu bu ne güzellik, ismiyle cismiyle allah sevdiğine bağışlasın...) döneceği o kadar aşikardı ki, ve ana tema ufaklık murat ın hastalığı, ne desek anlamsız renkli mısır patlağı gibi hikaye, velhasılı üstad zeki alasya hatırına izlenir ve güzel de vakit geçer...
