her zaman bir yerlerde, sizden birşeyler uman, birşeyler bekleyen ya da sadece sizi seven birileri olduğu için yapılamayan eylemdir. sorumluluklar kişinin kendi eteğini kendi hayatından çekmesine bile izin vermemektedir.
sizin hiç dünyanın sonuna gidip gelen bir arkadaşınız oldu mu? ya da hayat, aşk ve ölüm üzerine ne varsa yalayıp yutmuş, yuttuklarını hazmetmiş, hazmettiklerini tekrar hayata, aşka ve ölüme dönüştürmüş bir arkadaşınız!
sizin hiç ondan esinlenilerek yazılmış tam dört roman bulunan, ama o romanlardan nefret eden bir arkadaşınız oldu mu?
ya sizin her bedende haritalar işlemiş, her kadının yüreğinde bir iç çekişi olarak kalmış ve hayalet gibi gezinmiş bir arkadaşınız oldu mu?
ya sizin her şeye ulaşmışken hepsini bırakıp gidebilecek bir arkadaşınız oldu mu. zargana ,ltfen hatırla artık dünyanın sonuna herkesten önce giden adam olduğunu. ve dönünce ne kadar mutsuz olduğunu!
hayatın karanlığına karşılık kendi karanlığında boğulmayı yeğleyerek hayatla arasına duvar örmektir. vazgeçiştir. insan karşılaştıklarına bakınca pamuk ipliğiyle bağlı olduğu hayattan kopar. bir süre sonra vazgeçmekten bile vazgeçer.
belirli bir zaman sonra atlatılması yuksek ihtimal olan, dilenen eylemdir. cunku var olan hic bir problem hayattan soyutlanarak cozulememıstir bilakis hayatın icindedir cozumler. her nekadar zorlu bir donem olsada yada bazen en umutlumuz bile umudunu yitirsede gercek boyledir. ne demisler;
"gokyuzunun en karanlık oldugu an safaktan hemen oncesidir."
hayattan elini etegini cekmek olmeden mezara girmektir, yasamak ise mutluluga kosmaktır yani hayata.