nefesin zor alınıp verilmesi, bir tek kirpiğin bile ağır gelip bünyeye yük olması, içinde bulunulan duruma lanet etmekle kendini gösteren durumdur.
bir anda solumak istemezsiniz odanızdaki havayı. parmağınızı bile kımıldatmak zor gelir. gözlerinizi kapatıp düşünmek istersiniz onun bile yoracağını düşünüp vazgeçersiniz ki düşünürken bile yorulduğunuzu düşünürsünüz. öyle tuhaf bir duygudur. hayata sövmek içinizden geçer ama ne deseniz, nasıl küfretseniz tam olarak içinizi dökemeyeceğinizi hisseder vazgeçer, sessizce bir kenarda oturursunuz. yaşananların, yaşatanların ve yaşanacakların onlarca yükünü omuzlarınızda hissedersiniz ve haliyle bir küçülme isteği doğar insanın içinde ve kıvrılırsınız olduğunuz yerde. ayaklarınızı karnınıza sokmak istersiniz adeta. onlar bile fazla gelir o an. ellerinizi inceler hiç bu kadar çok çizgili görmediğinizin farına varırsınız. önünüze sunduklarıyla kendinden soğutan hayattan ne kadar çok darbe aldığınızı, ne kadar çok yorup sizi ne kadar incilttiğini anlarsınız. bir kez daha soğursunuz şu hayattan. sizi bunaltmıştır bir kere ne de olsa. anlık duygularla yaşatır bunu size en derinden...
hayatı anlamaktır bir ölçüde. çünkü hayat dediğin filmlerdeki, romanlardaki gibi olmuyor malesef. daha çok iş bankası nın maximiles kredi kartı reklamı gibi geçiyor. üstelik reklamın sonu gibi de hiç yaşanmıyor bir çoğumuzun ki.
bir şeyleri sırf başkaları da yapıyor diye yapmaya başladığınız an içinde bulunduğunuzu anladığınız durumdur. uyandığınızda herkesin kalkmış olduğunu fark edip yataktan çıkmak, herkesin yemek yediğini görüp masaya oturmak, sınıftaki herkesin ödevi yapacağını bildiğiniz için saatlerce ödevle uğraşmak, msne çevrimdışı girip hiç konuşasınız olmamasına rağmen fazladan birkaç kişi görünce çevrimiçi olmak... daha da çoğaltılabilir tabi bu örnekler. insanın kendini ciddiye almamasına kadar varır bu olay, yaptıklarının rol olduğunu gördükçe, teoman'ın da vurguladığı gibi.
9 aydan bu yana tavan yapmış olan durumdur. şu kpss zımbırtısı gelsede ne olursa olsundayım adımı yazıp imzamı atıp çıkıcam yeter ki bitsin. ne pislik ne iğrelti bir durummuş. neyse 1 aydan beri çalışmasamda hiç konulara bakmasamda devamlı afedersin göt büyütsemde son 1 aydır yine de umut fakirin ekmeğidir. artık kitap kağıt kısacası kırtasiye kokusundan bulanır oldum.