en önemlisi dinlerin insanlar tarafindan uydurulmus birer cocuk masali oldugudur. insan bunun farkina vardi mi özgürlüge bir adim daha yaklasir. bir cesit aydinlanma yasar, bu gibi masallara insanlarin nasil inandigini merak edip insanlarin özünde aptal olduklarini anlar.
ikinci olarak süphesiz, vatan, millet, sehitlik vb. bos kavramlarin sadece insanlari gaza getirmek, hizada tutmak, cocuklari askerde öldügünde isyan etmemesi icin uyduruldugunu farkeder. ve özgürlük bir adim daha yaklasir.
ücüncü olarak, iyi ve kötü kavramlarinin aslinda gercekten olmadigi, sadece kisinin icinde bulundugu ortama göre sekillendigidir. ortacag da kendi fikrinden olmayan kisilere hertürlü iskenceler yapan insanlar ile suan da dip dibe yasadigimiz insanlar arasinda hicbir fark olmadigidir. sadece ortam degismistir.
bu biraz zor tabi, aslinda iyi ya da kötü insan olmadigini anladiktan sonra insan kendini tibet daglarinda bagdas kurmus ermisler gibi hisseder.
çok ufak şeylerdir aslında, ama getirileri ve götürüleri oldukça fazla olabilir.
okulun bahçesinde basketbol oynamaktaydık. tribün diye tabir edebileceğimiz tarafa arkamı dönmüş durumdaydım. bu sırada o ve erkek arkadaşı tribün kısmına oturmuşlar, onu hayatımda daha önce hiç görmemiştim. yanındaki malı defalarca görmüştüm onu hiç. bu sırada arkadaşım şöyle dedi o çifti görerekten: "arkani dönme, intihar edersin". hemen döndüm ve onunla gözgöze geldim. malın tekiyle oturuyordu. ardından o bölgeye ikinci kez bakamadım.
arkadaşım "arkanı dönme, intihar" edersin demeseydi, ben arkami dönüp onlara bakmasaydım, onunla göz göze gelmeseydim, belki de şu an onunla hiçbir alakam olmayacaktı. iyi ki de bu anlattığım olaylar zinciri olmuş da, şu an geldiğim konuma gelebilmişim. (bkz: #7144420)
bir öğrencinin geleceğini büyük ölçüde belirleyen üniversite tercih dönemidir. kişinin karşısında kocaman bir hayat vardır ve hangi yoldan gideceğini o zaman karar verir.