Annenin, babanin, kardesinin veya sevdigin akraba-arkadasinin caninin yandigina sahit olup hicbir sey yapamamaktir.
Düsmanimin basina bile vermesin; öyle acitir cani.
Kelimelere dökemediğin duygudur.
Bir şey değişsin istersin ama neden rahatsız olduğunu neyin değişmesini istediğini bilemezsin ya. Tam o durumdayım ve kimse beni anlamıyor çünkü anlatamıyorum. Dünyanın her yerine seyahat etmek ve kalkıp su içmeye üşenmek arasında bi yerlerdeyim.
Pandora merakına yenik düşüp kutuyu açmıştı ve dünyaya kötülükler musallat olmuştu. Ancak kötü bir şey yaptığını fark eden Pandora kutuyu hemen geri kapatmıştı. Kutuyu hemen geri kapattığı için kötü bir şey olmayacağına inanmıştı ve bu duyguya “umut” deniyordu. insanlık bu kötülüklerle başa çıkmak için umudu kullanıyordu. Peki ama kötülüklerin belki de dünyayı sarmadığını düşünmek onlarla baş etme yöntemi olabilir miydi? Belki de dünyayı kötülüklerin sarmadığına inanmak insanlığa verilen en büyük cezaydı ama başka da bir çare yoktu ki. Kutu artık açılmıştı ve dünyayı kötülükler sarmıştı. Umut etmek dışında ne yapabilirsin ki?
Bu akşam telefonum çaldı, sigarayı bırakıp uzandım telefona. Nasılsın dedi heyecanlı ve korku halinde. iyiyim dedim. Haberin var mı dedi. Neyden? Dedim. X abinin oğlu öldü dedi. Nasıl ya dedim o daha 3 yaşında değil, nasıl oldu dedim. Kalp krizi dedi.
Şuan bursadayım. Allah anne babasına sabır versin. Ben bugün koca adamın bacaklarının tutmadığını izledim. Bi annenin sürekli bayıldığını izledim. Ben bunu gördüm ya, hiçbir acı / dert umrumda değil artık.
Hayattaki en kötü duygu evladını kaybetmekmiş bunu izledim.
Bencil, egoist, herseyi karsisindaki insandan bekleyen, iliskisi icin hicbir fedakarlikta bulunmayan bi insani unutamamak ve omrunun sonuna kadar sevicegini bilmek.