hiç görmeden ablanı kaybetmek onu özlemek tanımadan sevmek engelli bir kardeşının olması kimi zaman ne olacak öleceğini düşünürsün korkutur bu kimi zaman ise kendini şanşlı hissedersin çocukluğunuz da sizinle babanız kapıcı olduğu için kapıcı çocuğu olarak sizinle dalga geçmeleri de o zamanlar acı verirdi ama en önemlisi hayatta pes edecek kadar çaresiz kalmak en büyük acıdır.
Insanları dış görünüşleri ile yargılayıp ona göre davrana bir toplum. Mesela dış görünüşü kötü bir insana yolda yürürken bir şey olsa yere yığılsa yavaş yavaş ve yardım etse ilgilenilmez veya o aşık olsa veya onun konuşma tarzı değişiktir o kötüdür diye damga vurmak. Ama güzel görünümlüyse Sir! Sir! How are you? Annesini kaybeden bir insana kötü davranmak en acı şey onun acısını paylaşacağımıza küfürlü bir ortamda kutsal saydığımız anneleri ağza alırız. Ailenizi kaybetmek acı. Sevdiğiniz şeyleri veya sevginize sahip çıkamayıp kaybetmek en büyük acılardan biridir. Birini kırmak incitmek. Ağma veya bir yerinden engelli bir insana yardım edememek onu anlayamamak en acı şeylerden biridir. Aslında hayatta ki en acı şey diye birşey yok gördüğünüz gibi şeyler var. Bir çok şey var.
zorundalığı Kabullenmektir. Ölüm gibi, kaybetmek gibi, vazgeçmek gibi. Bazen de bir isimden bile nefret edecek kadar aciz olmak. En sevdiginiz kelimenin bir anda en çok canınızı yakan kelime oluvermesi.
size ihtiyacı var bilirsiniz ama onu üzmemek için bırakırsınız.
hani ebeveynler çocuklarını parka götürdüklerinde gizlenir ve çocuk ağlayınca sevinir yanına giderler ya, he işte aynen onu orada bırakıp saklanırsınız "ağlar" ama yanına gidemezsiniz.
Çok sevdiğiniz, değer verdiğiniz insanları kaybetmek. Ölümden kaçış yok ama, insan anılarla yaşayamıyor, tutacak bir el, dayanacak bir omuz, paylaşacak bir konu arıyor. Sevdiklerinize sahip çıkın dostlar.