Bunu düşünüp net bir cevap verebilen insan çok azdır bence. Çünkü hayat sürekli değişiyor, biz de değişiyoruz. Şuan ki amacım mutlu olmak, kendimi geliştirmek ve sevdiğim insanlarla güzel anılar biriktirmek. Ama belki beş yıl sonra tamamen farklı bir şey söyleyeceğim. Kimi zaman bir kahveyi keyifle içmek bile hayattaki en büyük amaç gibi geliyor. Belki de olay büyük bir amaç bulmaya çalışmak yerine anı kaçırmamaya bakmakta.
en temel gereksinim olan hayatta kalmak. ama nasıl? insan olarak kalmak. amaç bu da esas bu amacı gerçekleştirebilme oranı kaç? işte tüm mevzu bu. yani hayaller havaii gerçekler sanayi olmamalı. yoksa herkes kendine bir hedef koyar. ideallerine ve prensiplerine göre yaşamak ise zordur ve hiç de kolay değildir. adamı gerdirir, bedel ödettirir, yorar. evet..
Çok yakın zamana kadar “bir şeyler”i yaparsam “bir şeyler elde edip bir şeylere sahip olurum” sanıyordum. Bu yapmam gerektiğini zannettiğim şeylerin listesinin ardı arkası kesilmediğini ve kendimi mutlak mutluluğu aramanın simyayla uğraşmakla aynı şey olduğunu anlamam 29 yaşımda vuku buldu.
iş sahibi olursam bütün dertlerimin biteceğini sanmak gibi bir kerizlik içine düşmüşüm. Çok şükür güzel günlerim de oldu ama iki yıldır debelenmekten mental olarak komalık olduğum ve kıskacına kendimi kaptırmamak için elimden geleni yaptığım depresyon belasından kaçmak için kendimi tükettiğimi hissediyorum. Belki beni yakalayamadı ama bende koşmaktan ne nefes ne ciğer kaldı. Sessizce uyumak ve hafif bi pışpışın çok görüldüğünü hissettim hep. incitmemek için incindim ve şimdi bunların görülmüş olmasına duyduğum ihtiyacı tarif etmem mümkün değil. Allah’ım olmasa ne yapardım tahmin bile edemiyorum. Velhasıl bir süredir yaşam amacımı erteliyorum.
bi gün inancımı kaybedersem alkol, uyusturucu ve seks dışında bir amaç edinmem inşallah bu olmaz ve imanlı ölürüm. imanım olduğu müddetçe de Allah’ın istediği gibi bir Müslüman olarak yaşayıp göçmek