bugün

Lisedeyken dersin bos oldugunu ogrenmek, universitedeyken butlere kalmadigini ogrenmek, is hayatinda maasina zam yapildigini ogrenmek gibi gibi.
annenin sırf sen istediğin için gece aşure yapıp getirmesidir.
Otobüs beklememek.
sakin bir deniz kenarında çıplak ayakla yürümek. işte benim için en büyük mutluluk.
Önemsemedıgın bi insanın seni seviyorum diyerek seni dumur etmesi.
Annemin gülüşü.
albeni cikolatasi yemek...
baba tarafından 13 yaşında çocuğa 100 bin euro ederinde küçücük bir tekne alınması.
- Eve gidişe ait bir bilet, pencere kenarıysa çarpı iki mutluluk.
- Yolda geçen dönem staj için derslerine girdiğim, gözlem yaptığım öğrenciyi görmek, tebessüm etmek.
100 bin üroluk tekne. böyle köpükler filan. anlayamazsınız.
ufak bir tebessüm.
küçük bir altılı kuponu.
onlar için 11 ayın sultanı olan mart ayını özlemle bekleyen kediler görmek.
Pek küçük değil aslında ama. Hoşlandığın kişinin senden hoşlanmasıdır.
Muhabbet kusu.
doğayı izlemek...
isigi da kapatmak.
bir ilkbahar günü kırlarda dolaşarak yeşillik toplamak..ya da bir sonbahar günü darı sarı yapraklar arasında haşır haşır dolaşmak.
özlenen kişinin sesini duymak.
kazı kazandan çıkan 1 lira..
Nöbetten çıkıp evine gitmek.
sevdiklerin tarafından hatırlanmak. önemsenmek.
yurttaki tarsuslu arkadaşıma, üzerinde 81 ilin yanında ilçe olarak sadece tarsus'un yazılı olduğu çakmağı hediye ettiğimdeki muhteşem sevincini, ağzının kulaklarına varmasını izlemek.

şimdi karşıyaka ve polatlılılar düşünsün.
(bkz: banknot)
Birini gülümsetebilmek.