bugün

genelde kötü ebeveynlerin çocuklarına yaşattıkları histir.doyumsuz, ne yaparsan yap tatmin olmayan ebeveynler kabus gibi çöker insanın hayatına.başarılarınız bile boş gelmeye başlar, içinizde başarıyı bırakın hiçbişey yapmama isteği oluşur.ne zamanki çocuk intihar eder, evden uzaklaşır, kötü şeylere bulaşır, o zaman dank eder böyle ailelere...*
marcel proust'a verdiği gaz görülmeye değerdir.
(bkz: a la recherche du temps perdu)
"olsun yine de en şanslı sperm bendim." cümlesini kurdurur insana.
hayatta bir şey başarma duygusu gibi bu da sanal bir durumdur. kişi yaşadığı hayatın başrol oyuncusudur. oscarlık bir oyun da ortaya koysa, sonuçta bu bir oyundur. çok şey başardığı yanılyısıyla yaşayan insandan daha öndedir hayatta hiçbir şey başaramadım duygusu taşıyan kişi. çünkü o kendini sorguluyordur. kendini anlatarak boş vakit geçirmiyordur.
geçicidir. zamanınruhu vardır. zamanla bişeyler başarınca bu duygu geçeceki, yerini başka endişeler başka korkular, başka eksiklik hisleri alacaktır. her insan bir potansiyelle doğar, o potansiyeli yıllarca içinde saklar ve belki 10, belki 20, 30, belki 40, belki 60 yaşında o potansiyel ortaya çıkar. o zamana kadar o potasiyelin ortaya çıkması için gerekli şartları sağlamalı içinde bebeği olan bir annenin kendini doğuma hazırlaması gibi siz de içinizdeki potansiyelin doğumuna hazırlanmalısınız. (bkz: hibrit kibrit in potansiyel teorisi)
öyle olmadığını bildiğin halde toplumun bunu bu şekilde sürekli olarak telkin etmesi sonucunda ortaya çıkan duygu. yalnızlığın anlaşıldığı anlardan biri. zira durduk yere oluşmaz ve kelimeler de açıklamaya yetmez ama zamanla kaybedilenlerin sebebidir ya da öyle görünür.
ne yaparsam yapayım hep bünyemde var olacak duygu.
iliklerime kadar hissettiğim duygu. daha kötüsü de; hayatta hiçbir şey başaramayacağına kendini inandırmaktır.
Nur topu gibi depresyona girme emaresi aman deyim.
hayatın bilinmemesinden dolayı çok normaldir. karanlık bir yolda arabanızla gidiyorsunuz. farları da kapatmışsınız evet evet siz kapatmışsınız. bu yol kaderdir ve insanın umutları da arabanın farları. sürekli önünüze ışık tutar birşey çıkmasada her an çıkacak gibi. umutlarınız olduğu sürece varsınızdır şayet umutlarınız yok ise siz yoksunuz. farların düğmesi önünüzdeyken hertarafın karanlık olmasından şikayet etmek çok tuhaf. tabii inandığınız işlevsel bir kolunuz varsa.
Sonu gelmeyen hatta hep bunu düşünerekte küçük şeyleri başaramayacağını hissettiren duygudur.
Bu duyguyu hissetmek sizi yaşamdan alıkoyar yapmayın bunu kendinize! Her zaman aklınıza şunu getirir; her insanın varoluş amacı var mesele onu bulup gerçekleştirebilmekte. Kimisi ilk atışta bulur kimisi düse kalka kimisi iyilik için uğrasır kimisi kötülük. Asla kendini hiçleştirme bunu hak etmiyorsun böyle bir duyguya kapılmışsan eğer kendin için bir şeyler yap bırak diğer insanları kendini kendinle kıyasla ve sen hiçbir zaman insanlara böyle bir duygunun kendinde var olduğunu hissettirme. Sen önce kendini seveceksin ki insanlarda seni sevsin di mi? Kendin bile kendini sevmezken başkalarının seni sevmesini beklemen komik ve saçma değil mi? Hiç diye bir şey varsa bu insanda var olmayandır. Kendinizi sevin ve kendinize haksızlık yapmayın.
bu duyguyu yaşamak istemediğim için köpek gibi derslerime çalışıyorum. abi başarmak gerekiyor. en azından benim isteğim bu yönde.
evlenecen, para yok, ev yok. olmaz yani.
hele bide arnavut sevgili. abooooovvv!
bilgisayar başında sürekli birileri hakkında yazdığınızdan ya da birilerinin yazdıklarını okuduğunuzdan başınıza gelebilecek hadise. dışarı çıkın, ilk bulduğunuz kediyi okşayın. hayattaki başarılar sadece 30 yaşına kadar bir kezban düşürebileceğiniz maddi varlıklara sahip olmak ya da bir barzonun hayat boyu köleliğini yapacak niteliklere sahip olmak değildir
Belki cok ironik gelecek psikoloji ile ilgilenip burada "yapmayin bunu kendinize, hayat soyle guzel boyle uber !" diyen arkadaslara;

Bu tip seyleri soylediginizde, depresif kafa yapisina sahip insanlar olarak biz bu tip tavsiyeleri okuyunca eger acemiysek, "hakikaten ulan dogru soyluyor adam, yarin su saattr uyansam, suraya gidip sunu yapsam, haftaya biraz daha sunu bunu yapsam belki hayatim biraz yoluna girer" gibi hayaller kurup, ertesi gun kalkinca once saate sövüp sonra o hayallerin icine siciyoruz. Biraz daha depresifsek bunlari okuduktan sonra hafif bir tebessumle "hasiktir ordan hayat guzelmis * )" falan diyoruz.

Ne bileyim aga çok şükür daha dibi gormedim, insallah gormem, ve evet biliyorum burnumuzun dibinde insanlar oluyor, bizim hayatimizin yaninda gercekten bok gibi gorunen hayatlar var ama lutfen kimse hayatin mukemmel oldugunu soylemesin bana.

Ortalama bir geliri olup, Turkiye de ortalama bir yasam suren ve bana gelip, her seye ragmen hayat soyle guzel diyen insanlar... Bence ruh hastasi olan insanlar bunlar gercekten. Hayatin simdiye kadar hicbir kotulugunu gormemem, onun guzel olacagi anlamina gelmez, zira hicbir guzelligini de gormedim...
bişilere bakilip degerlendirilmemesi gereken duygudur o duygunun sebebi kendini yetersiz hissetme ve asagilanma duygusudur . basari kavram olarak neye kime gore degistigi icin bizim kriterlerimizde hep daha iyisi olsun ugrunda degismediginden olusan gibiksonik hissiyattir. yatin uyuyun derim kimin derdi var bu hayatta senin gibiksonik duygun mu önemli .
hayatta başarılı olmak şart mı?
Bu kompleksli olmakla ilgili. Birileri çoğunlukla anne baba ve yakın çevre sen anlamazsın sen yapamazsın vs diye diye büyürken ozsaygısının oluşumunu olumsuz etkilemiş olmalı.

Başarı her insan için kişisel kriterler üzerinden alınmalı. Benim için ortaokulda bu çocuk okumaz bunu kaportaciya verelim dediler(ciddi ciddi) peki ne oldu üniversiteyi bitirdim. Ha bitirdim adam mı oldum tabi ki değil. Düzgün bir insan olmak sadece eğitimle parayla kariyerle olmuyor.ben öldükten sonra rahmetli de iyi adamdı desinler o bana yeter. Benim başarı kriterim bu.
Bugün acayip birşey oldu yıllarca kariyer basamaklarını çakılış ve zirve ile sürdüren ben,salak bir sınavı 9 da 8 bitirdiğim için işten atıldım.araba ile eve giderken ne kadar başarısız olduğumu değil.ne kadar mükemmel olmam gerektiğini düşündüm sonra ışıklarda dururken aslında tüm başardığım ve tüm başarısız olduğum zamanlarda 4/4 lük değil zaten hep 4/3 lük olduğumu hatırladım ve tüm başarılarımı ve başarısızlıklarımı bir kez daha gözden geçirdim en iyiykende buydum en kötüykende referansım geçmiş ve bugündü sonra camı açıp müziğe kökledim aslında herşey yolunda idi ve bir sigara yaktım.
Belli dozajı insanı geliştirmeye iter fazlası öz güven kaybıdır.
Hayatımın "koca bir hiçim ben. Ne bir yeteneğim var ne de bir başarım. Ne sevmeyi bilirim ne sevilmeyi. Bazen düşünüyorum, kim beni ne diye sevecek ki. Neyim var benim? diğerlerinden ayıran, beni ben yapan neyim var ki. Hayatımın bir anlamı yok, boş geldim boş gidiyorum." dönemi başladığı anda üzerime baskınlık kuran duygudur.