yalnızlıkla ve zamanla ortaya çıkar. aslında çoğu zaman farkında olursunuz ama bazen çok ağır sıkıntı basar. hiçbir şeyin yolunda gitmeyişine alışmışsanız sizi mutlu edebilecek bir olay olduğunda muazzam bir şekilde tepki verirsiniz, ama fazla sürmez.
kapılınmaması gerekir ve yanılıyordur muhtemelen de çünkü hiç bir kimse yoktur ki ufak tefek de olsa başarıdan sayılabilecek eylemleri olmamış olsun tabi gözü uçuk altından kalkamayacağı işlerde değilse* ve bu duyguyu yaşatmaya devam ederse de övünç duyabileceği karşılaşabileceği tüm başarılara gem vurmuş olur kendi eliyle bile isteye.
ruhsal karmaşının başladığının en iyi göstergesidir.kişi tamamen kendisini olaylar karşısında bırakmaya başlar. çünkü düşündüğü okadar uğraşıpta bir şey yapamadıktan sonra diğerleriylede uğraşmaya gerek yoktur. böle kişiler hayat karşısında her zaman yenilmeye mahkumdur. insan yaşamak için ne olursa olsun bir şey yapamışta olsa yılmamalı inatla ayakta durmalı ve bıkmadan usanmadan tekrar tekrar denenmelidir. hir bişey kolay elde edilmez bu hayatın ta kendisidir bunu kabul edip her zaman ne kadar geride gitsek uğraştıkca elbet ileri atıldıkça sonunda bunların hepsi sadece geride kalmışlık olacaktır.
başarılanları kötüleme yetisinin tavan yapma durumudur.
- yaa özelde okuyoo, başarı mı şimdi oo!
- ollum yerli malı araba almış, araba mı nan o!
- bula bula bunu mu bulmuş, annesi gibi duruyor yanında...
insanın kendinden beklentileri kapasitesnin üstünde ve doğal olarak başaramadığı zamanlarda içine düştüğü ruh halidir. birinci hata kendini başkalarıyla kıyaslamaktır. ayrıca her insanın en iyi yaptığı bir şey vardır kendi çapında.
depresyon belirtisidir. kendini yakın bulduğun bir kişiye anlatıldığında biraz hafifleme hissi verir. dinliyen kişinin ''boşver usta bende bazen öyle hissediyorum, neyse gel maç izlemeye gidelim'' demesiyle biraz daha hafifleyen. tuttuğun takımın kazanmasıyla tamamen yok olan bir durum.
geriye dönüp baktığınızda devletin zoraki koştuğu 8 yıllık eğitimle birlikte süregelen okul silsilesi dışında hiçbirşey yapmamış olmanın verdiği acıdır.
çok güçlü kuvvetli bir şekilde sizi aşağıya çeken duygudur ayrıca.
hayata katmayıp, hep ertelenen renklerin duyguların dayanılmaz cazibesini yıllar sonra farketmek, ama artık onları yakalamayı bırak peşinden koşmak için bile çok geç olduğunu hissetmektir.
ortaokul biter lise başlar. yanında dersaneyi getirir bunlar biter öss dayanır kapıya. sonra sınavlar sınavlar. sbs, öss, lgs, kgs*...
"bir şey" başarmışsınızdır ama istediğiniz "şey" değildir.. **