hayatta her şey boşsa dolu bir şey yok demektir. öyleyse ' dolu' diye bir şey de yok demektir. o zaman ' boş' diye de bir şey yoktur. bak gördün mü hemen kendini çürüttü, kokmuş.
karamsar bir yaklaşım olup yıkılabilir bir önermedir. ama kanıt isterseniz bunun kanıtı metafiziksel olacağı için ilgilendirmeyebilir.
ama her zaman için dolu tarafından bakılması gerekir, diye düşünüyorum. mesela kadeh boşaldıysa doldur denilebilir.
masadaki her kadehin boş olması... sen bu kadehleri ne ile dolduracaksın? şarap mı? rakı mı? viski mi? yoksa bira mı?
beni dinleyin amelelik yapmayın... * bira dan vazgeçin hem göbeği de çekilmez, hem geğirtir devamlı, hem de bilyorsunuz işte devamlı tuvalete gidersiniz... içecekseniz yazın sıcağında buhulanmış bir arjantin götürün ama her zaman yapmayın...
bu ölümlü dünya da bile hayat boş değildir aslında biraz ikna edin kendinizi ve yine sevin kendinizi. boş bırakmadıkça neyle doldurduğunuza dikkat ettikçe hayat harikuladedir...
son şişe biranın bitmesiyle başlar boşluk bazen. işemeye gidip dönersin, bakarsın şişe boş. 'hayat ne boşmuş lan!' diye içinden geçirirsin. uykun gelmese de gelmesi umuduyla yatarsın yaz sıcağında. döner durursun yatakta. uyuyamazsın, kalkar bi sigara yakarsın. kısır döngü tekrarlanır.
(bkz: bir alkoliğin günlüğü)
tanım: hayatta her şeyin boş olması durumudur.
yaş geçişiyle mi alakalı, yoksa içinde bulunduğum durumların psikolojik bir yansıması mıdır nedir bilmiyorum ama, son 5-6 aydır aynı durum içerisindeyim. "neden yapıyoruz ki olm bunu?" soru kalıbı dönüm dönüm beynimin içerisinde dönmekte.