dışarlarda bir yerde sevdiğin kişiyi görürsün o seni farketmez. daha da kötüsü görmemezlikten gelir belki de. oysa ki sen onu görünce yanıp tutuşursun.
buz gibi bir ankara gecesinde sevgiliyi aştide bırakıp lanet olası o otobüse binmek.. ve bir sonraki buluşmanın 6 ay sonra olacağını bilmek. ki en en kötüsü de o camdan bakarken gülümseyen sevgilinin yüzünün kademe kademe düşmesi ve otobüs tam viraja girmeden önce son gördüğünüz şeyin sevgilinin gözyaşları olması..
hayatta en çok sevilen kişiyi uğurlamak durumunda kalmaktır. Sonrasında ağlama krizine sokar insanı. uzun süre görüşemeyeceğinizi bilirsiniz çünkü. içinizde kocaman bir boşluk yaratır.
insan olmak o kadar zormuş ki,Allah razı olsun devletimiz milletimiz bana bunu her an hissettiriyor. yaklaşık bir ay önce haberlerde gördüğüm bugünde birkaç yerde denk geldiğim 64 yaşındaki birinin,bakana sizi seviyorum demesiyle 'Hadi bir takla at ya da oyna bir göreyim' demesi ve o kişinin de kalabalığın içinde bir anda çaresizlikle oynayışı benim içimi paramparça etti. O adamın oraya iş istemek için gittiğini ve sırf bakan onunla ilgilensin diye her dediğini yaptığı an bana insanlığın yok olduğunu defalarca kanıtladı. 64 yaşındaki o adam iş için insan olduğunu unuttu. Bakana kelime bile bulamıyorum. Ondan yaşlı bir adamı insan içinde davulla zurnayla zil takıp ayı gibi oynattıracak kadar adice, rezilce ..Nolur kimse insanlığından vazgeçmesin. Çünkü ele geçen sadece rezillik.Değişen hiçbir şey olmayacak açlar yine aç kalacak.Toklarda elbet bir gün aç kalacak. O yüzden değmez.
hani eski sevdiğinizi kocasının yanında görürsünüz ya. eşi de karaktersizin tekidir, başını çevirip gideceği yerde,
--spoiler--
sen bu göğüslerin değerini bilemedin ama ben onların anatomisini çözdüm
--spoiler--
der gibi bakar ya... işte o an kahrolursun, bir zamanlar uğruna her şeyi yaptığım kadın bu cibilliyetsizin koynunda mı diye içlenirsin. koyar adama, sonra... sonrası iyilik sağlık...
sevgili, eş tarafından aldatılmaktır. bu arada erkek olarak bize en çok koyan şeyin eğer aynını biz yaparsak diğer tarafıda bi okadar üzeceğini unutmayalım.
senin onun için düşündüklerini, onun bir başkası için düşünmesidir.
düşünsene doktor, sen onu seversin, o başkasını; sen hep onun dönmesini beklersin, o başkasının; sen onu dilersin, o başkasını; sen onunla mutlu olmayı beklersin, o başkasıyla; sen onun yanında olmak istersin, o başkasının; sen onunla olduğun hayaller kurarsın, o başkasıyla; sen ona yazılar yazarsın, o başkasına; sen yatağa uzanınca aklına onu getirirsin, o başkasını; sen şarkıları onun için dinlersin, o başkası için; sen şiirleri onun için okursun, o başkasına; sen ona, o başkasına; sen ona, o başkasına. sürer gider böyle.
ya da şöyle yapalım, sen bunları hiç düşünme muhtar. ben bi bok yedim, sen yeme.