insanoglu erkek yahut kadin farketmez bir kez asik olur ve utlugu yakalama sansina malik olur. eğer bunu sansi kacirirsa diger suretlerde kacirdiği sansin izlerini beyhude yere arar ve köpekler gibi pişman olur.
kimisi bir çicekle bahar olmaz lafini şiar ederek işi iyimserliğe vurur, kimisi ise karamsarlik denizlerinde bogulur.
son nefes verilene kadar maziyi hatirlarken neden gitti diye sorulur.
yapilan sabaliklara hayiflanilir. mazideki pireler deve yapilarak gunler geceler boyunca katranli alevler içinde debelenilir.
aynaya baktiğinizda ahzun suretinizi gördügünüzde acaba sidi ne yapiyor diye bir düsünce fisildar kulaklariniza, cevrenizdeki güzellikler onunla ülestirirsiniz.
aa giden gitmiş elde kala kala mazinin harli alevlerinin küllerinde baska bir sey kalmamiştir.
ne yapali hayat bu, hersey gider hayat böylece biter.
alışılması gereken durumdur. o kadın aranılan kadın olsa da, yitirildiyse eğer, artık aranılan kadın değildir zaten. öyle ya da böyle gitmiştir. hatayı kimin yaptığının bir önemi yoktur.
insan hayal kurmaya devam ettikçe mümkün olmayacak olandır. hayaller insanı ayakta tutar ve her beyaz tende, her güzel kadında şiirselliği izler erkek.
ancak kendisi için hayata dair çözümlemelerini bitirmiş ya da o noktaya fazlasıyla yaklaşmış birinin söylebileceği büyük laf.
bu şekilde olaya bakıldığında elden kaçan bir bayanın ardından kişisel bir tatmin olarak hayata bok atılabilir,bütün üzüntüye rağmen ulan bok attığımız hayatın bize sunduğu kadın elden kaçmış ne olmuş yani deyip üzüntü biraz olsun dindirilebilir.
yeni umutlara yelken açmak böyle daha kolay olacaktır kanaatindeyim
büyük ihtimalle yapıldıktan uzun bir süre fark edilecek eylemdir. kıyaslamalar ve geriye dönük analizlerin akabinde
yoksa anında fark edilirse olmaz, düzeltilir falan filan.
bi de ben hiç yapmadım.
sen ne kadar ona hayatımın kadınısın desende, bunu hisettirsen de, eğer onun erkeği olamadıysan, o hissi veremediysen kaçması olasıdır. hatta kaçma bile denilemez, zaten hiç senin olmamıştır.