her yerde bunlar. belki ben. belki sen. belki de o... olduğunun dışında gözüküp de dikkat çekmeye çalışan bir hastalıklı ruh. haksız mı? bazen. ama çoğu kez haklı. çünkü, insanlar kandırıyorlar. ve kandırılıyorlar. en önemlisi ise insanlar oynuyorlar.
provasız bir oyun. ve müthiş oyunculuklar. tanrı; özel locasından alkışlıyordur 7 milyarı. alkışlayıp imreniyordur başarılarımıza.
olduğumuzdan farklı görünüşümüze. aşk yok diyerek aşkı inkar edişimize. oysa birisi bize dokunsun diye yalvarabilecek konumda olmamıza.
öpüşmenin kötü bir şey olduğundan dem vurup da bir kez öpüşmeden ahkam kesmenin saçmalığına alkış tutuyordur tanrı. o da tutmasa da ben tutarım. avuçlarım kanayana kadar alkışlarım her birinizi. çünkü; sizler alkışa layıksınız. kendi duygularınızı inkar ederek koca bir hayat geçirdiğiniz için alkışa layıksınız. tebrik ederim her birinizi.
inkar edersın çünkü;korkarsın gerçeklerle yüzleşmeye..karşılıksız delicesine aşık olduğuna,en yakın arkadaşlarınıza bile''unuttum onu''derken aslında kalbinin ilk günkü gibi acıdığına inanmak istemezsin...duygularını değil kendini,varlığını,hislerini,sahip olduğun kalbini inkar etmişsin sen aslında...korkup inkar yolunu kullanıp kaçmak,seni seviyorum diye haykırmak tan daha kolay belkide...
günün birinde yaptıklarından pişman olacağı gün gibi ortada olan insandır. tavsiyemdir; gitsin açıklasın duygularını aksi takdirde her geçen dakika kendisi için bir ızdırap olacaktır.
reddedilmekten ve yanlış anlaşılmaktan bıkmış insandır. üçüncü tekil şahıslığı çıkarmıştır üstünden, umut etmenin ne kadar saçma olduğunu öğrenmiştir, ara sıra umut edecek olursa da kendine saklar. öyle ki insanlar cümlenin büyüsünü bozabilir. insanlara güvenmemektedir, sürekli geyik muhabbeti çevirmelerinden feci şekilde sıkılmıştır, güneşe doğru yalnız gider, artık güneş neredeyse.