aslında genelde boş kalınan zamanlarda hayatın anlamı sorgulanır. peki sorgulanır da ne olur? hayatın ne denli anlamsız olduğu farkedilir. hayata anlam katmaya çalışılır. üzerine git gide daha fazla düşünülür. ölümün var olduğu bir hayatın aslında ne kadar manasız ve ciddiye alınma menzilinden uzak olduğu anlaşılır. daha ileri safhalarda ölüme sürüklenildiği anlaşılıp, tutunacak bir dal aranır. o dal kimi zaman bir sevgili, kimi zaman aile, çocuklar olabilir ya da düşünsel bazda değerlendirildiğinde kişi dine sarılıp kendini bu konuda tatmin edebilir.
Sabah uyandığınız andır. insan yaşadığının, nefes aldığının ve birazdan yataktan kalkıp yeni bir güne merhaba diyeceğini bilir. Daha sonra düşünür; '' demek ki yaşamak güzel birşey ''. Sorgulamak gerekmez pek hayatı, bugün yaşıyorsak yarın, hatta ve hatta bir dakika sonra yaşıyabileceğimizi tahmin bile edemeyiz. O yüzden ne sorgu ne suhal. Hayat güzel, yaşamanın tadını çıkarmak gerek.