hayatin anlamini dusunduren durumlar

entry12 galeri0
    1.
  1. birinin parası varken tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanıp acılar içnde ölmesi. diğerinin beş kuruş parası yokken ailesiyle birlikte yaşaması ama kıymetini bilememesi.
    3 ...
  2. 2.
  3. onu kaybettiğiniz andır. hayat çok garip, hiç beklemediğiniz anda girmiştir hayatınıza, hayalimdeki kadını buldum dersiniz, mutlusunuzdur, onunda mutlu olduğunu düşünürsünürsünüz. derken bir sabah uyanırsınız, bu sevdanın ona acı vereceğini anlarsınız, güneş doğmamıştır o sabah. o çok sevdiğiniz dünyalar güzeli minik kalp daha fazla kanasın istemezsiniz. ve onu bulmuşken tekrar kaybedersiniz. şimdi tek teselliniz onun mutluluğu bir başkasında bulmasıdır.

    ne yaparım senden sonra
    acımadan geçer yıllar
    zamanla yalnızlık başlar
    yola çıkar pişmanlıklar

    kal sevgini de al
    gidiyorum ben sen hoşçakal
    bugünlerin yarınları var
    gidiyorum ben sen hoşçakal.
    1 ...
  4. 3.
  5. deli dolu gecen bir gecenin
    alkol kokulu sabahlamasinda,
    gecenin rengi ha parliement mavisi oldu olacak bir vaktinde,
    sokagin bir kösesine dinlenmek,
    kimselerin olmadiği sokaklarin sesini dinlemek için,
    oturuldugunda,
    cepte kalan son bankonotu gemi yapip,
    yagmur sularinin kanalizyona aktiği gidere
    hergelece birakip,
    kahkalarla gülmek,
    paradan yapilmiş gemi
    sekiz cizerek rotasini cizerken
    o hergelece gülüş yerini cincin cinlayan kahkalara birakir.
    cepte bin lira para yoktur
    eve tabanvay yürünmek mecburiyeti vardir.
    hiç bir pişmanlik duyulmadan tıpış tıpış yürünür.
    üzerinden yıllar geçer.
    bu unutulur üzerine küller örtülür.
    fakat günün birinde unutulmuş hatira
    bir volkan gibi patlar,
    tam da milletin beskurus fazla karsindaki kaziklamak için
    göt attiği bir yerde birden hatirlanması,
    hassiktirin denmesi ve haydi bana eyvallah denmesi.
    2 ...
  6. 4.
  7. 5.
  8. 6.
  9. "insanin ruhunu yücelten bir aci, ucuz bir mutluluktan evladir... " - dostoyevski

    (bkz: no pain no gain)
    0 ...
  10. 7.
  11. 8.
  12. Hayatın anlamı yok ki düşünelim be üstat.
    2 ...
  13. 9.
  14. 10.
  15. bu mail bugün geldi bana, sözlüğe de aktarmak istedim.

    Ne yapardınız?
    Kararı siz verin. Komik bir cümle beklemeyin, çünkü yok. Yine de okuyun.
    Sorum şu: Aynı kararı siz verir miydiniz?

    Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul için bağış toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı okula ve kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: "Dışarıdaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa her şeyi mükemmel bir sekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması gerekenler şeyler nerede?"

    Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar. Baba devam etti. "Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor."

    Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:
    Shay ve babası bir gün parkta Shay ın tanıdığı birkaç çocuğun baseball oynadıklarını gördüler. Shay sordu, "Acaba oynamama izin verirler mi?"
    Shay ın babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu. Shay ın babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla bir şey beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra "Su anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım" dedi.
    Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım tişörtünü giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay ın takımı birkaç puan kazandı ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babası ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Dokuzuncu turun sonunda Shay ın takımı yine puan kazandı. Simdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay e gelmişti. Bu noktada Shay ın vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay e sopayı verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu. Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay e doğru fırlattı. ilk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu. Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldığında ve ilk kaledeki
    adamına kolaylıkla atabilecek ve Shay i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti. Ama atici topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takim arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı. Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, "Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!" Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaşkınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü. Herkes bağırmaya devam etti, "ikinci kaleye koş, ikinci kaleye koş" Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği sırada açık sahada diğer takımdan biri topu
    almıştı ... takımın en küçüğü olan bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı. Herkes bağırıyordu, "Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay" Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, "Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!" Shay üçüncüye gelirken diğer takımdaki çocuklar ve seyirciler ayağa kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, "Shay, hepsini koş! Hepsini koş!" Shay
    hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı.
    "O gün" dedi babası, gözlerinden yaslar aşağıya doğru süzülerek, "iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar" Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini, ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.

    Son NOKTA: E-mail ile hiç düşünmeden binlerce fıkra yolluyoruz, ama hayattaki secimler konusunda mesaj olduğunda insanlar tereddüt ediyorlar. Bunu size yollayan kişi hepimizin bir farklılık yaratabileceğimiz inancını taşıyor. Hepimizin her gün binlerce fırsatı olabiliyor "doğal olan şeyleri"
    gerçekleştirmek için. Bilgin bir adam bir zamanlar demiş ki: her toplum, kendilerinden daha az
    şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir.

    Şimdi iki seçeneğiniz var:
    1. Delete
    2. Forward

    *
    0 ...
  16. 11.
  17. lgs ye girdiğin an, öss ye girdiğin an, kpss ye girdiğin an, kpds ye girdiğin an.
    1 ...
  18. 12.
  19. suupıır siiviiit sikstiiin * izlediğimiz anlar..

    16 yaşındaki kız çocuğunun 526 dolara doğma günüsü hediyesi alması , o dandandirik elbise içün aldığı kolye - küpe - bileklik takımına 165 bin dolar ödemesi..

    ve bombayı patlatması ;

    ''hayat , elmaslara ödenen parayı düşünmek için çok kıca.. alıyorum!''

    -evet sevgili elison , civardaki en büyük parti seninki , sen dünya'nın en seksi kızısın , o cipin içinde de şükela duruyorsun tatlım! bu arada bir yerlerde hala bombalar patlıyor , insanlar bok yoluna gidiyor üstelik bazıları ne yoluna gittiğini bilmeyecek kadar cahil.. ve evet , hayat onlar için gerçekten çok kısa.. aferin elison , süpersin!-
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük