hayatla olan bağlantısı uyduruk, geçici, maddi tatmin amaçlı argümanlardan oluşan insanların bu argümanlardan aldıkları haz azaldığında başvurdukları yollardır. zira hayata gerçek bir bağlantısı olmayan bünyeler gerçeklerden uzaklaşmak, kendi kendini kandırmak, hayal dünyası yaratıp onun içinde yaşamak, at gözlüğüyle hayata bakmak gibi çarelere başvururlar. ancak tıpkı zerkedilmiş ilacın etkisini yitirmesi sonucu eski ağrıların daha şiddetli şekilde dönmesi gibi yukarıdaki günü kurtarmaya yönelik denemeler her seferinde daha fazla doz gerektirirler.
toplumun yozlaşmış normlarını umursamayıp, kim dalga geçerse geçsin, özgün bir anlayış edinmek ve özgür seçimlerle doğacak tercihlerden sorumlu olmak. sorumluluğun özgürlüğün sınırsızlığı içerisinde yer alması. elbette toplumdan kopmamak ve aşırı uca kaymamak, doğruyu ve yanlışı akli ölçülerle dengeleyip morali yüksek tutmayı bilmek.
sizi sevenleri farketmek, onlara değer vermek, gülümsemek, gülümsetmek, hayatınızda aşk olmayınca bi boşluk hissetmemeyi başarmak*.
hadi bakalım kolay gelsin...:)
hayır demeyi öğrenmelisiniz, insanları gerekirse üzmek ve kırmak gerektiğini unutmamalısınız... vicdan yapmanıza gerek yok... hayat iyilerin değil kötülerin yanındadır... film ve dizilerdeki gibi bir hayatın hayalini de kurmayın... hiçbir şey sizin istediğiniz gibi olmaz zaten siz de bazen ne istediğinizi dahi kesitemezsiniz...
acımasız olun yoksa acınan olursunuz... başkalarının acizliğinden ders alın ki başkaları sizin acizliğinizden ders almasın...
sn olarak da; hayat içi sıkılmış limon gibidir, size posası kalır onu kenara atıp yok etmeyin posada bile su vardır...
gerçeklerden uzaklaşmak, kendi kendini kandırmak, hayal dünyası yaratıp onun içinde yaşamak, at gözlüğüyle hayata bakmak.
bunları yapamayacak kadar aklı başında insanlar için hayatı sevmek, çok zor iştir.